
Bayram geçti.
NE OLDU?
Arifeden belliydi.
“Esnaf istediğini bulamadı. Çalışanlarına çoğu harçlık veremedi. Çoğu kurbanlık elde kaldı. Yollar boş kaldı. Tatile ancak yüzde 18 parası olanlar gitti. Emekli, dar gelirli ve memur evinden çıkmadı. Başkalarına verilen paralar, maaşlar, harcırahlar, karşılama-uğurlama giderleri için hazineden ne kadar para çıktığı söylenmezken, emekliye verilen bayram harçlığı dile getiriliyor.”
Bunları yazan ve söyleyen ben değilim.
Yeni Akit yazarı İdris Günaydın, köşe yazısında emeklilerin yaşadığı geçim sıkıntısına değinerek hükümete sert eleştirilerde bulundu.
Yazısında, hayat pahalılığına karşı hükümetin sorumluluğuna dikkat çeken Günaydın, “Kusura bakma ey hükümet. Bu pahalılığın çeyrek sebebi de sensin,” ifadelerini kullandı. Gelecek seçimler için de uyarıda bulunan Günaydın, ekonomik gidişatın bu şekilde sürmesi halinde iktidarın şansının azalacağı görüşünü dile getirdi.
Günaydın’ın yazısından dikkat çeken kısımlar şöyle oldu:
“Evet… Emeklilerin sızlanmalarına hak veriyorum. Hele SGK emeklileri, bir de evleri kira ise durum feci…
Denilebilir ki; dolar bazında durum çok da öyle karamsar değil. Doğru ama dolar artışını da aşan bir pazar pahalılığı var. Sanki kontrol yok gibi.
İş geliyor benim defalarca yazdığım o gerçeğe. Stok yapana veya fiyatları usulsüz ve mantıksız değiştirene devlet hâlâ para cezası veriyor. Hâlâ para cezası… Kusura bakma ey hükumet. Bu pahalılığın çeyrek sebebi de sensin. Diyoruz ki; para cezası verme iş yerini kapat. Adam kötü imaj edinsin. Çünkü sen para cezası veriyorsun. Adam binlerce kalem maldan her birine birer lira zam yapıyor ve fazlasıyla cezayı çıkarıyor.
Günün Trend Haberleri
İş yerini veya şubeyi kapat.
Aylık veya aylar süren ceza ver. Üç-beş kabzımalı düşünüyorsun da milyonlarca halkı niye düşünmüyorsun?
Maalesef dilimle de karpuz aldık.
Ben bu hükumetin başta kalmasından yanayım. Aksi tam bir felaket olur. Ama bunu düşünen benim. Herkes benim gibi mi düşünüyor? En yakınlarım bile; yıllarca balkonundan Tayyip Erdoğan’ın posterini eksik etmeyenler, ‘Zehir ise bu zehri içeceğiz’ “ diyorlar.
Yüksek faiz. TL’nin büyük değer kaybı. Nakit darlığı. Döviz kurundaki beklenmedik artış. Enerji, hammadde fiyatlarının kontrolden çıkan yükselişi. Krizi yönetmek için başvurulan; halka kemer sıktırma uygulamasıyla talep azalması. Makine ve teçhizat yatırımlarının zora girmesi. Aşırı borçlanma. İktidarın sözlerine güvenip dövizle borçlanıp TL ile ödeme üzerine şirket sahibi olma planı yapma yüzünden fabrikalar kapanıyor.
Çarşı – Pazarda çıldırmış fiyatlar…
Sonunda yandaş gazete yazarları da anladı.