Home GÜNCEL Osmangazi’nin ihtiyacı Sosyal Dönüşüm

Osmangazi’nin ihtiyacı Sosyal Dönüşüm

- Guncellenme Tarihi: 8 Ekim 2018 14:45
8 min read
Osmangazi’nin ihtiyacı Sosyal Dönüşüm için yorumlar kapalı
0

Bursa tarihi derinliği dikkate alındığında hem bugünkü Türkiye Cumhuriyeti için, hem yakın gelecekte Osmanlı imparatorluğu için ve hem de Anadolu’nun kadim medeniyetleri için çok önemli bir yerleşim merkezi rolü üstlendiği malumumuzdur.

Önceleri İpek Yolu üzerinde ve dört yol kavşağında olduğu için gelip geçenler için uğrak yeri idi. Dinamik ve değişken. Tıpkı akarsu gibi sürekli berrak ve temiz.

Daha sonraları başkent, alışveriş merkezi, medeniyet merkezi ve sanayi merkezi kimlikleri ortaya çıktıkça kalıcı göç almaya başladı. Tüccarlar, sançtılar, ilim adamları, iş arayanlar, akraba yanına gelenler geldikleri gibi gitmediler, yerleştiler.

Sorun olmadı. Başka membalardan gelen sularla havuz doldu ama kirlenmedi. Çoğunluğu temiz su idi, az bulanık olanlar da bu havuzda arındı.

Düne kadar gelenler, beraberlerinde sermayelerini, kültürlerini, beşeri ve sosyal tüm kıymetli miraslarını da getirdiklerinden Bursa’nın değerine değer kattılar.

Kimisi sermayeyi getirdi, kimisi tekniği, kimisi de bilgiyi.

Kimisi de iyi meziyetlerini… Mesela; azıcık rahatı bulup da iş disiplinimiz bozulmaya çalışanlar gevşemeye başladıklarında Balkan Göçmenleri geldi. Yeniden azimle, disiplinle ve hevesle çalışma kültürü yaygınlaşmaya başladı. Çalışma hayatı dirilmeye, ayağa kalkmaya başladı.

Bu gün ise hiç bir şey eskisi kadar kontrol altında değil. Ne suyun hacmi, ne gelenlerin temizliği ne de alınan tedbirler; bu şehrin suyunun eskisi gibi berrak ve temiz olmasını temin etmeyi garantileyemiyor.

Gelenler, şehrin büyüklüğü içinde, kalabalığın arasında kaybolmak için gelmeye başladı. Sadece almaya, belki yarın koparmaya gelmeye başladı. Üretmekten çok emek ve eğitim gerektirmeyen işleri gözlerine kestirenler için cazibe merkezi oldu bu kent.

Burayı Bursa yapan yeşil rengi ile birlikte sosyal profili ve kültürü de; bu kadim şehrin üzerindeki tasarrufunu ve hâkimiyetini kaybetti.

Yabancı tabelalarda İngilizce ifadelerle uğraşırken şimdi Arapça tabelalar çoğalmaya başladı.

Bursa’da değerli nüfus değil, kalabalık arttı. Trafikteki disiplinsizlikten, ticaretteki ahlaksızlığa,  haberlere konu olan asayiş haberlerine kadar her şey bunu gösteriyor.

Bursa’nın 2014 yılı verilerine göre aldığı göç 80.717, verdiği göç ise 65.027. Aradaki fark 15.690 kişi burada yerleşti.

2017 yılı nüfusu 2.936.803 olan Bursa’da her bir kilometrekareye 270 insan düşüyor. En büyük ve merkez ilçesi Osmangazi de ise 856.770 kişi yaşıyor. Eski kent merkezi oluşundan gündüzleri Osmangazi nüfusu bir milyonu aşıyor.

Türkiye’deki 56 ilden daha büyük olan Osmangazi’de okuryazar oranı % 99 olması ve eğitim seviyesinin yüksek oluşu da bizi kurtarmayacak.

Bursa’da yaşayanların yüzde 56’sı Bursa doğumlu iken, geri kalan yüzde 44’ü başka yerde doğup Bursa’ya yerleşmiş. Bu kriterleri üç beş nesil geriye doğru götürdüğünde kökü saçağı Bursalı olanların oranı daha da küçülecektir.

Türkiye’deki Türkler gibi Bursa’da da Bursalılar azınlık oldu

Bursalılar, başımızın üstünde yeri var dedikleri çoğalınca ayakaltında kaldılar.

Göçmenlerin “Macır Şehri” ya da “Balkan Şehri”, Artvinlilerin “Burtvin”i, Dadaşların “ikinci memleketi” Bursa’da yeni Bursalılar eski Bursalıları yendi.

Siyasette dahi aktif rol alanlar arasında Bursalı aranılır oldu. Oysa gönül ister ki Bursa’yı yönetenler içinde asıl aktörler Bursalılardan çıkarken diğerleri nüfus oranları doğrultusunda temsil edilsinler.

Geldiğimiz son noktada başta Ortadoğu coğrafyasında meydana gelen gelişmeler neticesi ülkemiz ve kentimiz çok fazla göç aldı. Tıpkı sel suları gibi Bursa’nın merkezinde toplanarak; tortusunu, çöpünü, çamurunu buraya bıraktı. Özelikle “Çarşamba” diye bilinen semtin olumsuz değişimi bunun en güzel göstergesi. Sorunlar büyük gibi görünmüyor. Şimdilik… Nelere gebe olduğunu idrak etmek için büyük hayal gücüne ihtiyaç yok.

Bursa’nın özü, çekirdeği, velhasıl aslı Osmangazi merkez ilçesidir. Diğer ilçeler daha sonra gelişerek şehre dâhil olmuşlar. Diğerleri başının çaresine bakar.

Ancak Osmangazi kentsel dönüşümden önce sosyal dönüşüme kafa yormalı, proje geliştirmeli, hayata geçirmeli.

Aksi takdir de geçmişimizden aldığımız miras geleceğimizin elimizdeki emaneti olmaktan çıkacak ve çocuklarımız bu şehirde yollarını şaşıracaklar.

Fahrettin BEŞLİ

Load More Related Articles
Load More By Fahrettin BEŞLİ
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Bir Silkiniş Destanı KÖY ENSTİTÜLERİ-II

Neden Kuruldu? Köy Enstitüleri, yeni Türkiye Cumhuriyetinin; ihtiyacın ve çağın çok gerisi…