Home GÜNCEL Aachen derken Bochum diyen Babacan, Bursa’da vekillik için istifa edecek başkanlar ve ötesi…

Aachen derken Bochum diyen Babacan, Bursa’da vekillik için istifa edecek başkanlar ve ötesi…

- Guncellenme Tarihi: 18 Ocak 2023 09:30
20 min read
Aachen derken Bochum diyen Babacan, Bursa’da vekillik için istifa edecek başkanlar ve ötesi… için yorumlar kapalı
0

Altılı masanın liderlerinin altısı da birbirinden şenlikli…

Aachen derken Bochum dediklerine seçim sathına girdikçe daha çok rastlıyoruz.

Mesela; Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan. Bir önceki yazımda yazmıştım, aslında hedefi kesinlikle Ekonomi Bakanlığı, ancak hem partililerine hem de altılı masanın onu yok sayan çıkışlarına karşılık hafiften ayar vermek amacıyla aday gösterilirse kazanacağını ve en iyi şekilde yöneteceğini söylemişti. Öte yandan Ahmet Davutoğlu, Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener… Masada akıllı uslu, had bilerek oturan sadece Gültekin Uysal ve Temel Karamollaoğlu var.

Aslında Deva Partisi çok çalışarak, kafa yorarak, kim iktidar olursa olsun işine yarayacak bir eylem planı hazırladı. İnternet sitelerine de attılar, alın dükkan sizin dediler.

Eylem Planı 22 maddeden oluşuyor. Maddeler; Kalkınma seferberliği, sosyal politikalar, gençlik, kadın, turizmde dönüşüm, temel haklar, eğitim, tarım, afet, sosyal politikalar, demokrasiye geçiş, yarına atılım, ekonomi ve finans, yerel yönetimler, yükseköğretim, KHK mağduriyeti, çevre ve iklim, adil yargı, sağlıkta atılım, sığınmacı sorunu – düzensiz göç, dış politika ve güvenlik, madencilik ve enerji, kültürel atılımdan oluşuyor. Deva; Türkiye’nin sorun teşkil eden/etmeyen tüm konularına, doğruluğu yanlışlığı ayrıca tartışılır ama çözüm önerileri üretti.

Bu kıymetli bir şey…

Herkesin sorundan bahsettiği ve fakat çözüm sunmadığı bir atmosfer içindeyiz. Oysaki halk yaşadığı sorunu ve çözümünü zaten bir şekilde dillendiriyor. Devalılar halkla birlikte, halkın sesine kulak vererek ana sorunlara alternatif çözümlerle yine halkın karşısına çıkıyorlar.

Sonra, Ali Babacan çıkıp bu kıymetli işi mahvediyor. Aslında etmiyor da, ettiriliyor.

Anlatayım;

Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya gereği, dört tarafı aleni veya pusuda bekleyen düşmanlara karşılık hükumetin en iyi yaptığı işin savunma sanayi konusunda atılımları olduğunu sağır sultan biliyor. Vatan toprağı, çoluğumuzdan çocuğumuzdan, anamızdan, babamızdan önce geliyor, birinci ve değişmez hassasiyetimiz. Yanı başımızda ülkeler savaş halinde, öte taraftan hep bir meydan okuma, gözdağı ile karşı karşıyayız. Bu yatırımların ülkemizi dünya nezdinde ne kadar dinlenir bir ülke haline getirdiğini görmemek de imkânsız…

Yanlış mı?

O halde Ali Babacan’nın “Devletin tüm imkanları tek şirkete aktarılıyor. SİHA’lar hükümetin elindeki en büyük propaganda projelerinden birisi. Bu proje ‘Kutsal, dokunulmaz’ hale getirildi. Kusura bakmayın ya, dokunacağız tabi ki. Doğruya doğru, yanlışa yanlış diyeceğiz” cümlesinin halkta ne karşılığı olabilir. Elbette ki tepki… Ben ve benim gibi milliyetçiler “Orada bir dur!” deriz. Olmaz, şehit kanıyla sulanmış bu vatanın insanının bam telidir vatan savunması..! Hepimiz de dedik zaten…!

Sonuç itibariyle çok tepki aldı Babacan, ANCAK HAKSIZ TEPKİLER..!

Çünkü ne zaman yürürlüğe gireceği, aslında çoktan girmesi gereken Dezenformasyon Yasası köşede bekletilirken Babacan’ın söylemi kırpılarak sosyal medyaya verildi. Babacan “Devletin kapasitesi olan, objektif kriterlere göre değerlendirip, bu kriterleri yerine getirenlere eşit ve adil destek vermesi lazım. Türkiye’nin 5 firması olsun, 10 firması olsun” derken, ayrıca bahse konu firmanın gerçekten başarılı olduğunu da vurgu yaparken sadece üstte yazdığım kısmı servis edilip yine bir algı haberine imza atıldı. Çok başarılı ama tamamen yanlış bir ALGI HABERİ..!

Öte yandan Deva Partisinin daha önce detaylarını yazmaya fırsat bulamadığım basın toplantısına katılmıştım. Partinin Teşkilat İşleri Başkanı Sadullah Ergin ve Teşkilat İşleri Başkan Yardımcısı Hatice Dudu Özkal’ın katıldığı, Deva Partisi İl Başkanlığınca düzenlenen bir toplantıydı. Biliyorsunuz Sadullah Ergin Refah Partisi, Fazilet Partisi derken Ak Partinin Hatay kurucu il başkanlığı görevlerinde bulundu.  2002 yılında milletvekili oldu ve 3 dönem Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili olarak görev yaptı. 60. ve 61. Hükûmette Adalet Bakanlığı görevinde bulundu. Yani kıssadan hisse sıkı bir Ak Partili idi, Babacan gibi… 2020 yılında da Deva Partisine katıldı.

Toplantıda Ergin, eylem planının seçmenin duymak istediği şeylerden değil, Türkiye gerçekleri, ölçeği, bütçesi vs. tüm etmenler dikkate alınarak hazırlandığını dillendirdi. Bakın bu da çok kıymetli… Halk artık süslü ve geçici seçim vaatlerine inanmıyor. Somut, belki uzun sürecek ama kalıcı çözümler istiyor. Türkiye’de istikrar istiyor.

Belki de boş lafla değil, çözüm planları ile kendini anlatmaya çalışan muhalefetteki ilk ve partiydi Deva… Ergin aynı toplantıda bütçe açığından, enflasyondan, milli gelir payından, faizden, üretici fiyatlarından, yanlış ekonomi planlarından bahsetti. Aslında konuştuğu her cümle halkın gerçek sorunuydu.

Ergin’in verdiği önemli bir bilgi vardı. Kamuoyu yoklamalarından soru sorulan 100 kişiden sadece ikisinin cevap verdiğini söyledi. 3 milyon kişiye ulaştıklarını, ancak sadece 73 bin kişiden cevap alabildiklerini belirtti. Bu bence hükumetin kendisini sorgulaması gereken sancılı bir durum. Özgürlükler halk için önemli ve kıymetli… Zira, susanın, susturulanın tepkisi her zaman daha ağır olur.

Deva partisinden Yıldırım İlçe Başkanı Şener Temur ve Nilüfer İlçe Başkanı Mine Rana Kahramanoğlu’nun istifasını çok arkadaş kaleme alırken Bursa teşkilatlarının Türkiye ortalamasının üzerinde, çok daha iyi bir noktada olduğuna kimse değinmedi. İki ilçe başkanının istifa sebebinin de ilçe teşkilatları tarafından istenmemesi olduğunu, kişisel olarak değil, parti verimliliği açısından bu kararın verildiğini de belirtelim, iki ilçe de bir hafta içinde aynı teşkilatla atanacak yeni ilçe başkanları ile yola devam edecek.

Sadullah Ergin’e 3 tane soru sordum:

Altılı masanın adayı Kılıçdaroğlu olursa seçimi riske atmış olmayacak mısınız?

Gönlünüzde yatan aday kim?

Ve anket sonuçları…

Profesyonel siyasetçi cevaplarıyla geçiştirildim…

Ancak; altılı masanın adayı netleşmese de politik tavırlarında bir netleşme olacağını anlattı.

Şöyle ki;

30 Ocak’ta geçiş sürecinin yol haritası ve olası hükumet kurma durumunda uygulanacak ortak politikaları altılı masanın imza altına alacağını söyledi.

Yol haritasında ve ortak politikalarda altı liderin anlaşması, hissiyatlarına yenilmeyecekleri anlamına gelmiyor elbette… Ve fakat en azından seçim sathında bir fren mekanizması oluşturulmaya çalışılıyor, çizgiler belirleniyor. Bu çizgiyi aşana ne ceza verecekler, merak ettim, 5’i bir yere gelip işaret parmaklar havada “hııııı sana bakanlık yok” mu diyecekler mesela..?

Ergin iyi bir politikacı… Anket sonuçlarını ısrarla sorduğumda, temayül (eğilim) yoklaması yaptıklarını sonucun da yüzde 25 ile 30 arasında olduğunu söyledi. Hiç inanmadım..!

Gönlündeki aday sorumu tekrarladığımda ise “Gönüllerde yatan, gönüllerde kaldığı sürece kıymetlidir” dedi. Vay dedim, al sana politik bir cevap daha…

Politik cevaplar, politik haberler, politik manevralar, kumpaslar, ayak oyunları…

Vallahi insanın apolitize olası geliyor…

Mesela, Pazartesi günü bir haber yayınlandı. Kestel Belediyesinin şirketi Kesteltaş A.Ş.’nin ürettiği ekmekten jilet çıktı diye… Yahu, nerede, ne zaman devreye girecek bu dezenformasyon yasası? Dezenformasyonun önüne geçmek için çıkan yasa, internet haber sitelerinin yüzde 90’ının yok sayılmasıyla sonuçlandı. Burada haber çarpıtanlar, yalan haber yapanlar ve diğer kriterler yok. 8 kişi çalıştır, 24 ay dayan, haberin bot mu, yalan mı, asparagas mı önemi yok, 20 bin tekil, 60 bin görüntülenmeyi yakala, parayı kap..!

İşte yine böyle bir haber yüzünden Kestel Belediyesi açıklama yapmak zorunda kaldı. Kestel Belediyesinin ekmeği 3 yıldır 1 liradan sattığını duymayan kalmadı. Bu mevzu halkçı belediye kimliğini öne çıkardığı için besbelli ki birilerini rahatsız etti. Veya “Bana şu kadar ödeme yap, yapmazsan çakarım” zihniyeti devreye girdi. İşte neredeyse her sektörün ortak sorunu meslek etiği eksikliği aslında yine başrolde..!

Yetmedi; İnternet Gazeteciler Federasyonunun haber sitesinde Mesut Demir’in haberi yayınlandı.

5 belediye başkanının da Şubat ayında milletvekili aday adaylığı için istifa edeceği gelen kulis bilgileri arasında yer alıyormuş..! İstifa edeceği belirtilen belediye başkanlarından ikisinin Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır ve Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık olduğu belirtilmişmiş..! Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır’ın istifa etmesi halinde yerine yerel seçimlere kadar meclis üyeleri Ali Zeybek ve Haluk Kürel isimlerinden birinin başkanlık edeceği, Gürsu Belediye Başkanı Mustafa Işık’ın istifa etmesi durumunda yerine meclis üyeleri İbrahim Arslan ve Hakan Şener’den birinin başkanlık koltuğuna geçmesi bekleniyormuşmuş..!

Kuyruklu yalan..!

Mesut kardeş, önce şunu söyleyeyim; o platform İGFA yani İnternet Gazeteciler Federasyonu Ajansına aitse sen bizim paramızla orada kulis yazamazsın..! O siteyi seni maşa olarak kullanan muhtelif güçlerin amaçları doğrultusunda kullanamazsın..!

Basın İlan Kurumunun Yönetmeliğine gık diyemedin, hayırdır burada neyin ahkamını kesiyorsun..!

Üyelikten istifa ediyorum, yada sen at beni, onur duyayım kendimle..!

Daha Ak Parti Genel Merkezinde bile isim konuşulmamışken, hiç kimse bu doğrultuda aranmamışken, niyet okumayla bu işler yürümez.

Ben size doğrusunu yazayım:

Teşkilat toplantılarından çıkan sonuç şu:

Henüz ilk döneminde olan belediye başkanları hiç kıpırdamasın…

İkinci ve üçüncü dönemi olup milletvekili olmak isteyen belediye başkanları başvuru yapsın…

Ayrıca, İl ve ilçe başkanı olup milletvekili olmak isteyenler de yerine kimin getireceği, teşkilat vs. önerileriyle başvursun.

Tüm başvurular Ankara’da yapılacak istişarelerle değerlendirilecek, gerekirse Ankara’ya çağırılacaklar ve karar verilecek.

İstifalarla ilgili son tarih 30 Ocak…

Ve Mesut Demir, Ak Parti’nin 5 belediye başkanını vekil yapmak için istifa ettirmeyeceğini, bunun abesle iştigal olduğunu, vekil ol demenin görevden alınmak olduğunu senin kafan basmıyor mu be çocuğum…

Neyse, öğren de gel..!

 

Load More Related Articles
Load More By Semra NEJLA TEKE
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Seçim Sürecini Damga Vuranlar ve Seçim Tahminlerim…

En güzelinden başlıyorum: 14 – 25 yaş arası gençler… Evet, gençlerin sürece en çok entegre…