Hayat genellikle farklı denklemler oluşturur. Benim paralel dediğim lakin yatay da denilen ilişkiler de bunu gözlemleyebiliriz.
Gerek kendi hayatımız gerek yakınlarımızın hayatlarında da. Senkronizasyon veya ahenk yakalamak zannedildiği kadar kolay değildir. İlişkiler de ki uyum kadar insanın içinde ve dışında olmak üzere de ahenk söz konusudur. İşler de tam buralarda karışır. İç ahenk yoksa dış ahenk önem arz eder. İç saklı bir hazine olduğu için de görülmesi fark edilmesi zaman alacaktır. Bu yüzden karşı tarafı kontrol etmek ihtiyacı hasıl olabilir. Kontrol edebilmesi için de yargılaması gerekir ki ;kişi bunu da farkında olmadan yapacaktır. Yargılamaya maruz kalan eş ve ya çocuk ya da bir başkası ondan uzaklaşacaktır ya da çatışma başlayacaktır. Yorgunluklar, bıkkınlıklar, öfkelenmeler ve hatta ayrılıklar söz konusu olur. Lakin konu kişiyle alakalı olduğu için başkalarıyla da bu sorunları yaşaması an meselesidir. İlişki karşılıklı uyum için de olursa kişileri besler ve yukarı da ki durumlar sık sık yaşanmadığı için ilişkiler de uzun soluklu olur. Ama gene de kendinizi ve ilişkinizi duygu yoğunluğuna girmeden muhasebe yapmalı kar ve zarar hesaplanmalı hatta karşılıklı konuşulmalı.
Şu da bir gerçektir ki genelde bütün ilişkilerde bir lokomotif bir de vagon vardır. Lokomotif yorulduğunda rolleri değişmeli kişiler birbirlerine toleranslı olmalı. Ama hep lokomotif olmak tek tarafa düşüyorsa ve bu durumdan mutlu mesut değilse gözden geçirmekte yardım almak da fayda vardır. Benim şahsi kararım aile ilişkileri dışında tek taraflı olduğunu fark ettiğim ilişkileri devam ettirmeme yönünde. Özellikle fikir ve enerji hırsızlarına dikkat edilmesi gerekir farkında olmadan tükenirsiniz. Bu insanlar yılbaşı hediyesi gibidir. Dışı çok süslüdür ama için de ambalaj kadar önemli bir şey de yoktur. Ölçülü olmayı önemsiyorum her duruma, her kişiye ve her duyguya ölçü koymalıyız.
