
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 21. Olağanüstü Kurultay’a 2 adayla gidiyor.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 21 Mart 2025’te yaptığı basın açıklamasında partiye kayyum atanmaması için bugün gerçekleştirilecek Olağanüstü Kurultay kararını aldıklarını açıklamıştı. Ankara’da Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek olan 21. Olağanüstü Kurultay’da an itibarıyla 2 aday yarışacak.
CHP 21. Olağanüstü Kurultayı, mevcut başkan Özgür Özel ve CHP Eski Milletvekili Berhan Şimşek arasında gerçekleşecek.
KURULTAYIN SLOGANI BELLİ OLDU
Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılacak kurultayın ana sloganı, “irade milletindir” oldu.
Basın mensupları ve davetliler için yan salonlar hazırlandı. Yaklaşık 1600 kişilik salonda sadece delegeler, eski genel başkanlar ve onur konukları yer alacak.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kurultayın açılış konuşmasını gerçekleştirdi.
Özel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Bu kurultay yapılamasın diye bir cuma akşamüstü kayyım tebliğ etmek üzere kurulan kumpası boşa çıkarıp bu kurultay yapılamasın diye arena salonuna cevap süresini bekletip kurultay ilanını boşa çıkarmaya çalışıp, yıllar önce kendi onayladıkları tüzüğe rağmen sabah tam 10’da hazirun olmazsa kurultayı iptal ettiririz hesaplarını boşa çıkarız 81 ilden bir Pazar sabahı buraya gelip tertemiz iradelerini lekelemeye çalışan kumpasçılara karşı CHP’nin tarihini bugününü yarınını iradesini ve geleceğe yönelik olarak bu ülkeni teminatı olduğu gerçekliğini tüm Türkiye’ye gösteren sevgili yoldaşlarım hoş geldiniz.
19 Mart darbesine direnmek için sokaklara inen on milyonlara, hukuksuzca hapiste tutulan Ahmet Özer’e, Rıza Akpolat’a, Alaattin Köseler’e, Resul Emrah Şahan’a, Mehmet Murat Çalık’a, Silivri zindanlarında tutulan belediye meclis üyelerimize, bugünlerde tekrar hak arayacaklar olursa onlara gözdağı olsun diye 3 sefer beraat etmelerine rağmen Gezi davasından hepimiz adına orada tutulan Çiğdem Mater’e, Mine Özerden’e, Osman Kavala’ya, Can Atalay’a, canım kardeşim Tayfun Kahraman’a, diğer siyasi partilerden tutsak olan tüm siyasilere ve Silivri Cezaevi’nde yatan yiğidime, aslanıma TC’nin bir sonraki cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na merhaba.
Demokrasiye olan inancımız sonsuzdur, millet karar vermiş partimiz 47 yıl birinci parti olamamıştır, millet karar vermiş AKP 23 yıldır ülkeyi yönetme yetkisi almıştır. Demokraside asıl olan milletin kararına saygıdır. CHP bu saygıyı duymuş hata kusuru kendinde aramış 47 yıl sonra yine bir başarı elde ettiyse demokratik sınırlar içinde elde etmiştir. Kimin demokrat olup olmadığına kaybettiğinde ne yaptığına bakarak karar verilir. Biz bugün kazandığında nasıl davranan kaybettiğinde nasıl davranan bir anlayışı hep birlikte mahkum etmek için buradayız.
O gece şunu söylemiştim; kafasında bavullarını toplayıp gitmeye karar veren gençler bir seçim daha bizi beklemeye karar verdi demiştim, işte o gençlerin umudu için buradayız.
Meydanları kitleleri üyeleri gençlerimizi sokağa mitinge eyleme hazırladık ve her geçen gün örgütümüzün bu kabiliyetlerinin hızla artmakta olduğunu, organizasyon yeteneklerini hızla geliştirdiklerini, özellikle 18-25 yaş arası gençlerin partiye üye oldukları gelişmeleri memnuniyetle takip ettik. Milletin sandıktaki mesajını doğru okumaya gayret ettik. Karşımızdaki partileri seçmenlerine duyduğumuz saygıyı gözeterek zaman zaman diplomatik ilişkilerle aman zaman liderleri aşıp onların seçmenleriyle konuşan bir dili ortaya koyup arkasında durduk. Partimizi birinci parti olarak tutmaya devam ettik. Geçen yıl temmuz ayı itibariyle 6 büyük firmanın ortalamasında yerel seçimde aldığımız oy oranında bugün genel seçim olsa tercihi CHP olacaktır cevabıyla ulaştık.
Karşımızda muhataplarımız ne yaptı? Demokrasi sınavı kazandığında değil kaybettiğinde verilir. İktidar partisi ilk kez kaybettiği seçimlerden sonra yaptıklarıyla kaybetmenin sınavından geçemediğini tüm dünyaya göstermiştir.
Kamu gücünü rakiplerine karşı kullanarak rakiplerini ve bizi sindirme gayretine giriştiler. Milleti kutuplaştırarak koltukta kalabileceklerini hesap ettiler ancak attıkları her adımda daha da zayıfladılar. Ülkemizdeki yoksulluğu daha da derinleştirdiler. Yasakları yoksulluğu yolsuzluğu daha da ileriye götürdüler. Demokrasiyi işine geldiğinde binilecek bir tren gibi görenler yenildikleri seçimden sonra hızla o trenden inmeyi tercih ettiler. Ellerindeki iktidar yetkisini kötüye kullanan despot bir rejimi kurmak için adımları planlı ve sistematik bir şekilde atmaya başladılar.
Yaşadığımız Saraçhane sürecinden önce yapılmış tüm anketlerin dün açıklanan mart ayı ortalamasında CHP kurulduğu gün olduğu gibi bugün de Türkiye’nin birinci partisi.
Gezi benzeri sokakta toplanma gibi işlerin 12 yıl sonra bile devlet tarafından cezalandırılacağı hissini yaymak üzere özel tasarımlı operasyonlar yaptılar. Bunun içine RTÜK’ü de TRT’yi de devletin tüm kurumlarını alet ettiler. AK Parti iktidarına muhalefet etmeyi tek suç olarak resmileştirdiler. Oysa uyuşturucu baronlarını mafyaları milletin üzerine çökerken onlara ses etmeyenler, af talep edenler milletin ak parti iktidarına muhalefetini tek gözaltına ve tutuklama sebebi olarak gördüler. Temel amaçları Beylikdüzü’nde 1 İstanbul’da 3 kez Erdoğan’ın adaylarını mağlup eden İmamoğlu’nun önünü kesmekti.
Her adımlarına hep birlikte kararlılık ve cesaretle mukabele ettik. Onlar adayı Vatan Emniyet’e götürdüklerinde artık sandık CHP üyelerinin değil bu darbe girişimine direnmek isteyenlerindir diyerek dayanışma sandığına davet ettik.
Bu örgüt o gün 1 milyon 650 bin kişi 14 milyonun üzerinde yurttaşa, daha önce üyesi olmadıkları bir siyasi partinin kendi ön seçim sandığını dayanışma gösterebilecekleri bir demokrasi alanı gösterebilecekleri, 104 yaşında sandık başına koşan dedeyi, anasının karnındaki 3 aylık bebeği oraya taşıyan motivasyonu sağlayan her bir bireyin alnının ortasından öpüyorum.”
Kaynak: bursadabugun.com