
Koltuk deyince aklımıza; siyasi, meslek, iş sahibi, ofis ve evdeki kullandığımız bir eşya gelir.
Bazen insanoğlu hayatta hiçbir şeyin yolunda gitmediğini hisseder. Sabah uyanır, kahvesini çayını içer, işine geç kalır, patron surat asar.
Akşam eve gelir, televizyonu açar, koltukta aynı ve sıkıcı haberleri, aynı yüzleri izler.
Hayat onun için aynı koltukta rutindir.
İşte tam o anlarda insan, hayatında bir şeyleri değiştirmek ister ama neyi, nasıl değiştireceğini bilmez.
Uzak Doğudan Çin’nin Taoist felsefesine dayanan yaşam felsefesi hatırlar.
Bunun adı ‘Feng Shui’.
“Feng” rüzgarı, “Shui” ise suyu temsil eder.
Uzak Doğu’dan çıkmış, batının ruhsal açlık çektiği dönemlerde ithal edilmiş bir yaşam sanatı. Aslında kökeni binlerce yıl öncesine, Çin’in Yaşam alanlarını doğanın enerjileriyle uyumlu hale getirmeyi amaçlayan bir felsefe. Bu iki unsurun dengesi, yaşam enerjisi olan Chi’nin (Çi pek çok Çin, Kore ve Japonya kökenli savaş sanatlarında kullanılan merkezi bir unsurdur. Çi’nin geliştirilmesi savaş sanatçısına hem güç hem de uyguladığı sanatta doğallık kazandırır) akışını yönlendirir.
Bu öğretiye göre, evindeki, iş yerindeki eşyaların yerleşimi, renklerin kullanımı ve mekanın düzeni senin enerjini etkiliyor.
Feng Shui’ye göre evinizde eski, kırık veya bozulmuş eşyalar bulundurmak negatif enerjiyi artırabilir. Ayrıca, kapının tam karşısına ayna koymak enerjinin dışarı kaçmasına neden olabilir. Yani, evindeki veya iş yerindeki sandalyeyi doğru yere koyarsan, hayatın da yoluna girer diyor. İlk bakışta saçma geliyor ama önyargılı olmamak lazım.
Hayatta hep dışarıyı düzeltmeye çalışmıyor muyuz?
Böyle yaparak belki de sadece koltuğun yeri değil, bakış açımız da değişiyor olabilir.
Eğer yaşam alanınızı Feng Shui’ye göre düzenlemek istiyorsanız, öncelikle fazlalıklardan kurtulmak, doğal ışığı artırmak ve pozitif enerjiyi destekleyen renkleri kullanmak iyi bir başlangıç olabilir.
İnsanlar bir koltuğun yeriyle hayatlarını değiştireceklerine neden inanmak istiyor?
Bence günümüz insanı çaresiz. Market fiyatlarında Almanya’yı, lokanta fiyatlarında Yunanistan’ı geçtik. Ne kadar para kazanırsa kazansın ne kadar yüksek kata çıkarsa çıksın, içindeki boşluk değişmiyor. Ve daha kötüsü, büyük değişimlere cesaret edemiyor.
Mutsuz evliliği bitiremiyor, işini değiştiremiyor, ülkesini terk edemiyor.
Ne yapıyor peki?
Sadece kendi oturduğu koltuğun yerini değiştiriyor.
Çünkü kontrol edebildiği, değiştirebildiği tek şey bu!..
Sizce; Feng Shui felsefesi tamamen saçmalık mı?
Kim istemez; düzenli bir oda, temiz bir masa gerçekten zihni açar.
Ama koltuğun yeri değişince kader değişir mi?
İşte orası inanç meselesi.
Bence başkalarına zarar vermedikçe herkes istediğine inanabilir.