Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik krizin, borç sarmalının, dibe batmışlığın, “alamıyor” oluşun yegane sebebi enflasyonist baskı mıdır?
Hayır, ama yetmez!
İkinci el alışverişin yaygınlaştığı son dönemlerde hayat pahalılığı eskiye rağbeti artırmış durumda. Haliyle böylesi bir durum ikinci ele nur yağdı dedirtiyor.
Yıllar önce; herkes yeni şeyleri sever, eski şeylerden kimse hoşlanmaz ve “eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı” atasözünü tekrarlardı.
Hatta marketlerde “Organik yumurta” “Köy yumurtası” “GEZEN TAVUK” gibi çeşit çeşit yumurta satılan yerleri arardık.
Şimdi; Türkiye genelinde yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle alım gücün günden güne düşen vatandaş, beyaz eşya, mobilya vb. ihtiyacını ikinci el alımlardan karşılamaya başladı.
Son zamanlarda GEZEN TAVUK yumurtası kıymete binince, TV’lerde “GEZEN TAVUK” reklamları başladı.
“Televizyonlarda ‘GEZEN TAVUK’ diye bir reklam yapılıyor. Emekli ve dar gelirli vatandaşın bu reklamla hiçbir alâkası yok sanırım?”
Diğer taraftan; sıfır mobilya fiyatlarının artması ve düğün sezonun açılmaya başlamasıyla yeni evlenecek çiftlerin dahi eşyalarını ikinci el satan yerlere yöneltiyor…
Zamlar: “Belimizi büktüğü çok net ortada, fakat ikinci elin bu kadar değerleneceğini düşünmezdim!” diyenleri duyar gibiyim!..
Eskiden ‘Sosyete Pazarları’,
Sitelerden; ‘ikinci el eşya, giysi, ayakkabı, kullanım eşyası, spotçu, araba v.b.’ vardı.
Şimdi: Emekli ve dar gelirliye biraz ‘NEFES’ aldırabilmek için muhalefet belediyeleri büyük kentlerde; 4 – 5 yerde ‘UCUZ EŞYA SATIŞ’ alanları açtı.
Bu yerlere gidenler çoğunlukta…
İkinci el eşya alım satım potansiyeli: ‘Elde edilen verilere göre 2024 yılında dünya genelinde 230 milyar dolara’ ulaşmış.
İkinci el eşya sitelerinde çoğu zaman alışverişler birebir iletişim kurmayı gerektirmediği için sorunlar çoğaldı. Acil denetim ve güven ortamı sağlanmalı!
Türkiye bir şarkı olsaydı, bu şüphesiz ki halkın duygularını, tarihini, mücadelesini ve umutlarını en iyi anlatan “Memleketim” şarkısı olurdu.
KÖŞENİN SÖZÜ:
“Sana zaman diyorlar”
“Uyku ile uyanıklık arasında bir yerlerdeyim. Dipsiz boşluklara bir dalıp bir çıkıyorum sanki, sonsuzluğa adım atıyorum neredeyse, sonra dışarıdan bir ses geliyor, tekrar yeryüzündeyim” N.Hikmet.
