Home GÜNCEL Arada Kalmak Ne Kadar Zor!

Arada Kalmak Ne Kadar Zor!

- Guncellenme Tarihi: 10 Ekim 2022 11:50
9 min read
Arada Kalmak Ne Kadar Zor! için yorumlar kapalı
0

Psikoloji de kodlama: Bilişsel sistemin uyarıcıyı temsil eden simgeler yaratma süreci; bilginin bir başka enerji düzeyinde temsil edilmesi anlamına gelir. Bu kodlamalara göre ‘arada kalma’ nedir?

NEREYE giderseniz gidin hep aynı manzara.

Bir şekilde, bir kalıba girmeye çalışan bir gençlik var.

Kendini hem her yere ait hem de hiçbir yere ait hissedemeyen. Ne yazık ki, güzel ülkemin tüm insanları için önemli bir sorun bu. Geleneklerinden arınmaya çalışırken tam anlamıyla da bireyselleşemeyen. Bireyselleşmeye çalışırken tam anlamıyla da geleneklerinden arınamayan. Çok kültürlülük desem hiç değil, kültürel yozlaşma desem o da değil. Ben bu tanımda yer alan kişilere ‘arafta’ kalmış bireyler demeyi yeğliyorum.

Hiçbir şey iki arada kalmak kadar zor olmasa gerek. Üstelikte kendi yaşadığımız ülkede, büyüdüğümüz topraklarda.  Hiçbir yere ait olamama ve ait hissedememe gibi bir durumla yüz yüzeyiz. Köyümüzde turist muamelesi görüp, yaşadığımız şehirde köylü muamelesi görmek kişiyi ait olduğu topluma fazlasıyla yabancılaştıran bir durum.

İnsanın kendisini bir yere, bir aileye, bir kültüre ait hissetmesi, yaşama hakkı kadar önemlidir.

Öbür türlü hayatın sürgünde geçmesi gibi bir durumla karşı karşıya olmaktan kendimizi alıkoyamayız. Çocukken geleneklere bağlı yetiştirilip, gençlik döneminde dış dünyanın etkisiyle bireyleşmek ve sonunda iki arada bir yerlerde kalmaktan bahsediyorum.

Çocukken kurduğunuz arkadaş ilişkilerine ve oynadığınız oyunları bir düşünün. Kız çocuklarının evcilikte anne, erkek çocuklarının baba ve kendilerinden yaşça küçük kardeşlerini de oyunda çocuk olduğu cinsiyet ve nesil farkını anlatan oyunlar vardı. Bu oyunlar çocuğun iç dünyasında nasıl bir anne ve baba ile yaşadığına dair fikir edinmemize de yarardı.

Mesela anne rolündeki kız çocuk evde yemek pişirir, evi süpürür, ütü yapar, çocuğuna kahvaltı hazırlar, hastaysa ilaç içirirdi.

Baba rolündeki erkek çocuğu ise işe gider, evin ihtiyaçlarını karşılar, yeri gelince de kaşlarını çatıp çocuk rolündeki kardeşini oyun içindeki yaramazlıklarından dolayı uyarırdı.

Günümüz çocuklarında da böyle oyunlar kuran çocuklar var. Ama sayıları gün geçtikçe azalıyor. Çünkü modernizmin dayattığı teknik oyuncaklar ile erken yaşta tanışıyor çocuklar.

Annelerinin masalları süslemiyor rüyalarını. Yeni dönem çocuklarının çağın ruh(suzluğ)unu yansıtan oyunları var. Mesela oyunlarda anne rolündeki kız çocuğu işe gidiyor, diğer bir çocuk bakıcı rolünü seçip, bakıcısı ile kurduğu ilişki biçimini oyunlarına yansıtıyor. Baba figürü genellikle olmuyor. Nesil ve cinsiyet farkını yansıtan herhangi bir sembol ü çocuk oyunlarında da göremiyoruz böylece.

Böyle çocuklar sadece bireysel bir bakış açısı ile şekillendikleri için düşünceleri yapıları insan ilişkilerinden ve insani duygulardan yoksun oluyor.

Bireysellik modernizemden nasibini fazlasıyla almış kişilerden oluşur. Bireysel, hak ve hürriyete önem veren, başkalarının kendisi ile ilgili düşüncelerini önemsemeyen, duruşlarıyla, oturuşlarıyla, yaş ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın, kendinden emin konuşmalarıyla başkalarının üzerinde değişik bir etki oluşturan bir tür yetiştirilme tarzıdır. Gelenekten beslenen kişilerde ise bir mahcubiyet ve her an suç işlemiş gibi duran, karşısındakini incitmemek için kendini feda eden, başkalarının düşüncelerine önem veren, bu düşünceler doğrultusunda hareket eden pozisyonda, nesil farkını gözeten, karşı cinsten çekinen bir tavır içindedirler.

Genellikle batıda ve modern düşünce yapısının ve bunun davranışlara sirayet ettiği ülkelerde, bireysel duruşu daha fazla görürüz. Doğuya gittikçe ise, gelenekten beslenen kültürel yapılanma vardır. Ülkemiz coğrafi olarak iki tarafa da yakın olduğu için etkileşim çok fazladır. Yani hem bireysel duruş sergileyen hem de geleneksel duruşu sergileyen tipte insan vardır.

Arada kalan; hem bireysel duruşu hem de geleneksel duruşu seçen, her iki tarafa da yakın, her iki tarafa da uzak mesafede duran kişiler vardır. İşte bunlar ‘arafta’ yaşayanlardır. Ne şimdiki çağa kendilerini ait hissederler ne de eski dönemlere. İki arada bir derede yaşamaya çalışan, yanlışı gören görmemezlikten gelmeye çalışan, sürekli kendilerini birilerine anlatma çabası içinde olanlardır…

Psikolojiden alıntı yaptım.

Anne baba olarak; arada kalmak arada bırakılmak çok zordur, sizi arada bırakan bireye karşı nasıl davranırsınız?

Load More Related Articles
  • Hedef Şaşırtma!

    Nereden baktığınıza bağlı bir davranış biçimi ‘hedef şaşırtma!… Bir iktidar Milletve…
  • Şatafat mı? İhtiyaçlar Hiyarerşisi mi?

    Bize çok yerinde bir örnek olacak ve bu gün yaşanan şatafata dur diyen bir insan psikoloji…
  • Değişim Şart Oldu!

    Temelde her anne-baba oğul ve kızı arasında bazı düşünce farklılıkları da olsa, bir gün ge…
Load More By Ali Özdemir
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Hedef Şaşırtma!

Nereden baktığınıza bağlı bir davranış biçimi ‘hedef şaşırtma!… Bir iktidar Milletve…