Home GÜNCEL BOZBEY ASAL KOLEJİNE NASIL ÇÖKTÜ..!

BOZBEY ASAL KOLEJİNE NASIL ÇÖKTÜ..!

- Guncellenme Tarihi: 20 Ekim 2022 13:22
28 min read
BOZBEY ASAL KOLEJİNE NASIL ÇÖKTÜ..! için yorumlar kapalı
1

Chp’nin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mustafa Bozbey’le ilgili skandalların biri bitmeden diğeri patlak veriyor. Şehir Gazetesinden Alpaslan Yıldız’ın birkaç gün önce yaptığı habere göre Mustafa Bozbey, ailesine ait Nilvak Okullarını devrettiği Asal Kolejinin kirasını ödemediğini gerekçe göstererek tahliye ettirdi. 350 öğrencinin ve onlarca öğretmenle birlikte velilerin de mağduriyetine yol açan bu mevzu ile ilgili Asal Koleji Kurucu Müdürü Suat ASAL yayınımızı arayarak konuyu anlatmak istediğini söyledi.

Suat hoca ile buluştuk ve konuyu tüm ayrıntıları ile anlattı. Lütfen dikkatle okuyunuz.

Ancak öncesinde Nilvak’la ilgili çok kısa bir geçelim: Yıllarca Nilvak’ın Nilüfer Belediyesinin olduğuna dair kamuoyunda algı oluşturuldu. Hatta kurulduğu 2000’li yıllardan 2019 yılında gerçekleşen yerel seçimlere kadar bu böyle bilindi. Ta ki Şehir Gazetesi konuyu Bursa gündemine taşıyana, Bozbey de katıldığı bir televizyon programında Nilvak’ın aile vakfı olduğunu, Nilüfer Belediyesi ile ilişiğinin olmadığını itiraf edene kadar farklı çevrelerden vakfa çok yüklü bağışlar yapıldı.

Bu bağışlarla kurulan Nilvak Okulları, 3 yıl önce Asal Kolejine kiraya verildi. Bundan sonrasını Suat Hocadan dinliyoruz:

BİNAYI EKSİK ALDIK BİZ TAMAMLADIK…

Suat Asal hoca Bozbey’le okul için yaptığı anlaşmayı şöyle anlatıyor: “Mustafa Bozbey bizden 150 bin lira kira ve okulun içindeki eşyalar için 2 Milyon lira istedi. Bina 13 bin metrekare, 5 bin metrekarelik yapılmayan bir inşaat alanı vardı hemzemin katta, -1, -2’de.  Şimdiki konferans salonlarının, havuzun, atölyelerin olduğu kat. Mustafa Bozbey’e ‘Burayı ne yapacağız?’ diye sorduk. ‘Burayı sen yaptır, devir parasından düşelim’ dedi. Anlaşma yapmamıza rağmen halen benden 2 milyon istemeye devam ediyor. Olur, olmaz derken; en son ‘Artık burayı peyderpey yaptıralım, en azından taksit imkânından yararlanırız’ dedik. Tam ben yaptıracaktım ki; Bozbey, binanın müteahhidini gönderdi bana. Binayı bildiği için eksik kalan yerleri tamamlamaya başladı. Haziran başında anlaşma yapmış olmamıza rağmen karne dağıtıldığı gün olan 14 Haziran’a kadar vermedi bize binayı, 16 Haziran’da devraldık. Müteahhitle inşaata başladık. İnşaat devam ederken ben dedim ki: ‘Başkanım 1 milyon tutarsa üstünü sana veririz, 1 buçuk milyon tutarsa 500 bin veririz, 500 bin tutarsa 1 buçuk milyon sana veririz’ diye sözlü konuşmamıza rağmen bu hayata geçmedi. O sırada Bozbey’e resmi olmayan şekilde elden 400 bin TL nakit ödedik. Biz inşaata başladık, müteahhit Bozbey’den parasını alamadığı için daha önce işi yarım bırakmış zaten. Bozbey, İş Bankası’ndan binanın yapımı için 10 milyon TL kredi almış fakat krediyi başka başka yerlerde kullanmış. O yüzden binayı bitiremiyor. Bina yarımken başlıyorlar eğitime, bir yıl da bina yarımken kendileri eğitime başlıyorlar, bina kendisinin olmasına rağmen zarar ediyor. NİLVAK Anaokulunda 88 personeli var o zaman. Çiftlik gibi bir yerdi ben geldiğimde burası. Sonra biz yaptırmaya başladık. Ben resmi çek verip müteahhitten fatura istiyorum, fatura vermiyor bana. Başkan’a ilettim bu konuyu. Müteahhide, 1 milyon 200 – 1 milyon 300 bin TL civarında ödeme yaptım. 150-200 bin lira da ayrıca harcama yaptım, havuzu revize ettim, içeriye çit çektirdim vs… Bozbey bu masrafları görmüyor ve kabul etmiyor zaten. Benim oraya yaptığım harcamalar toplamda 1 milyon 900 bin lirayı buldu. Binayı ben adam ettim ve 16 Haziran’da ‘bismillah’ dedik, başladık.

SOFRA YEMEK FİRMASININ ALACAĞINI BEN ÖDEDİM!

Suat Hoca okul için yaptığı harcamalara ek olarak Bozbey’in diğer borçlarını ödemeye devam ediyor. O güne dek hiç ödeme almamış olan yemek firmasıyla ilgili şunları söylüyor: “Sofra Yemek üst kata güzel bir tesis kurmuş. Yemekhaneye iyi de para harcamış. Bunlar anaokulu için Sofra Yemek’ten bir yıl boyunca, hem bu binada hem de başka kreşine de hizmet almışlar. Firmaya, 1 milyon 500, 1 milyon 600 bin tl civarı borçları var. Bir yıl hizmet sonunda Sofra Yemek firmasına bir kuruş para ödememişler. Sofra Yemek geldi bana dedi ki; ‘Ben buraya bir tesis kurdum, NİLVAK’ın bana borcu var. Bir de eğitim kurumlarının borcu var. Buranın kirasını temlik yapalım. Ben de Bozbey’i aradım. Bana ‘Tamam yap hocam, sen bana kira ödeyeceğine benim borcumu öde’ dedi. Sofra Yemek ile 5 yıllık sözleşme yaptık. 6 ay sonra Mart ayında pandemi başladı. Ben her ay ödeme yaparak, 2020’in Haziran-Temmuz ayında Bozbey’in Sofra Yemek’e olan tüm borcunu çek karşılığı ödedim, bitirdim. O arada, yaptığım bu ödemeler kira ödemesi yerine geçiyordu. Pandemiden dolayı zaten büyük bir krizin içindesin, çek kestiğim için onu bunu satarak Sofra Yemek’e mahcup olmamak için ödemeleri yaptık. Bozbey’i borçtan kurtardık. Bu sefer kira Bozbey’e geçmeye başladı. İlk ay kirayı ödedik. 2021’in Temmuz-Ağustos’u gibi kira ödedik, ama aksamaya başladı. Örneğin kira 150 bin ise 120 bin vermişiz 30 bin kalmış, 100 bin vermişiz 50 bin kalmış. Biz biriken bu kira ödemesini 2021 Mart ayında ödedik, hepsini kapattık.”

MART AYINDA SADECE BİR AY GECİKME YAŞADIK, İHTAR ÇEKİLDİ.

“Bu arada pandemi devam ediyor, okullar kapalı, uzaktan eğitim sürüyor. Ödemelerde sıkıntı yaşıyoruz, KDV iadeleri var, yemek iadeleri var. Bir sürü problem yaşıyoruz. Fakat Mustafa Bozbey maskeyi attı ve gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Kira ile ilgili çok önemli sıkıntımız yoktu ama geçen yılın Mart ayında bir kira gecikmemiz vardı, 30 bin lira kısmi para çıkardık. 120 bin lirası kaldı. Ödeme gecikince Nisan ayında ihtar çekti bize. Daha bir ay geçmeden ihtar çekiliyor. İhtarda da aylık faiz eklemiş, yani 150 bini 180 bin-190 bin lira yapmış. ‘Yapma başkanım, ödemeleri yapacağız’ dedik ama Nisan ayının da ihtarı geldi. 250-300 bin liralık ihtar çekildi bize. Ben o miktarı o tarihte ödeyemedim. Daha sonra ödedim tabii. Bu sefer o 30 günlük süreyi kaçırdığım için yükümlü duruma düşüyorum.”

BEKLENMEYEN TAHLİYE DAVASI

Suat Asal hoca buna rağmen iyi niyetle kiraları ödemeye devam ederken Mart ve Nisan aylarındaki kira gecikmesi sebebiyle yükümlü duruma düşüyor. Sanıyor ki her şey yolunda. Ancak Haziran ayında başına gelmeyen kalmıyor. Kendisi şöyle anlatıyor süreci: “Sonra ilişkiler yine de zedelenmedi, bundan dolayı bir bozulma yoktu ve biz kira ödemeye devam ettik. Ardından Haziran ayında tak bir tahliye davası çıktı. ‘Bu nerden çıktı’ dedik. Bozbey ‘Hocam ne olur ne olmaz diye yaptık’ dedi. Bu arada bizim sözleşmemiz 12 yıl ve daha üçüncü yılındaydık. Bozbey, dışarıdan başkalarıyla görüşme yapıyormuş binayı kiraya vermekle ilgili görüşmeler… Yüzümüze karşı farklı konuşuyor, arkadan farklı konuşuyor adam. 2021 Haziran’da tahliye davası açılınca, biz bunu durdurduk. Nasıl durdurduk? Bozbey’e dedim ki: Biz sana ödemeleri yapalım, sen tahliyeyi çek, bundan vazgeçelim.’ ‘Yok sen bana parayı ver ama ben tahliyeden vazgeçmem ’dedi. ‘Benim sana borcum var, 300 bin ödeyeyim 200 bin liralık da çek vereyim’ dedim. Bana yine ‘Sen ver paraları ben vazgeçmem’ dedi. ‘Düşünün sizin bana borcunuz var, ödüyorsunuz ve ben size senedinizi vermiyorum, böyle şey olur mu?’ dedim. ‘Sen bana şartname koyuyorsun, olmaz’ dedi. Orada ipler ara ara gerilmeye başladı. Avukatıma danıştım, ‘O halde ödeme yapma’ dedi. Ödeme yapmadım ama Bozbey beni arıyor ‘100 bin lazım’ diyor gönderiyorum. ’50 bin lazım, 30 bin lazım, 20 bin lazım’ diyor gönderiyorum. Bozbey’in isteği üzerine 2021 Aralık ayına kadar 600-700 bin TL ödeme yaptım. Bu arada ona vereceğim parayı kabul etmediği için hem icra hem de tahliye davasıyla ilgili parayı bankada hesapta tutuyorum, teminat mektubu verdim. 600 bin lirayı tahliyeyi durdurmak için bankada bıraktım. Bozbey buna çok sinirlendi. ‘Parayı niye bana vermiyorsun’ diye. Tabii bu arada arka planda yine farklı görüşmeler oluyor. Biz bunların bir kısmını duyuyoruz, bir kısmını duymuyoruz. Bu arada çirkin pazarlıklar yapılıyor. 2022 yılında kira borcumuz 1 milyon 200- 1 milyon 300 oldu. Yine ilişkilerimiz iyi. Dedim ki ‘Başkanım 600 bin nakit 600 bin çek vereyim’ dedim. Gittim, yine kabul etmedi parayı. Borcun tamamını verdim, kabul etmedi. Bu arada bir de 500-600 bin faiz istiyor. Bileşik faizden bana kira faizi koyuyor. En tefeciden daha tefeci gibi davranıyor.”

DAVA SÜRECİ

Asıl konu bundan sonra başlıyor aslında. Suat Asal bir yandan Bozbey’in açtığı dava için avukatına güvenmişken hiç beklemediği bir sonuçla karşılaşıyor. Suat Hoca konunun devamını şöyle anlatıyor: “Dava devam ediyor. Deniz Baykal Bozbey’in avukatı. Deniz Baykal ile yazışmalar duruyor elimde. Yazışmalarında bana karşı çok çirkin ifadeleri var. ‘Sen bizim malımıza çöktün, seni şöyle yapacağım, seni böyle yapacağım’ gibi sözleri mevcut. Nezaketimi bozmadım ve hiç birine cevap vermedim. Bundan bir ay önce, Temmuz’un 15-20’si gibi bir kafede Deniz Baykal, Mustafa Bozbey ve ben oturduk konuştuk. Deniz Baykal’ı ilk defa görüyorum tabii ben. Bozbey’e ‘Başkanım şu işi temizleyelim, o kadar veli var öğrenci var’ dedim. Bana ‘Hocam, paramı öde ve oradan çık’ dedi. ‘İyi niyet ve uzlaşmadan bahsediyorsunuz ama bunların hiçbiri sizde yok’ dedim. Onun arkasından tahliye ve itirazları istinafa gönderdik biz ve maalesef istinaf kararı onadı. Kararı onayınca, bunların eli güçlendi ama bizim itiraz hakkım var. Yargıtay Sulh’a yönlendirecek ve kararın çıkması en az bir buçuk, iki seneyi bulur. Bu gerçekleştiğinde Bozbey’in yapabileceği bir şey kalmıyor. Avukatım bana ‘20-30 bin para yatıracağız, göndereceğiz.’ dedi. Biz itiraz süresini kaçırmışız. Tahliye kararı çıktı. 17′sinde ‘Bir iki gün içinde tahliyeye gelecekler’ dendi 18’inde tahliyeye geldiler. Tahliyelerin tamamında süre verilir, süre verin diyoruz vermiyorlar.

AV. DENİZ BAYKAL KONTROLÜNDE İCRA MEMURLARI İLE TAHLİYE

“İcra memurları 10 kişi geliyorlar, Deniz Baykal başlarında. İcra memuru avukatın gözüne bakıyor. İnanılmaz bir kinle geldiler. Ortalık gerilmeye başlayınca telefonumu alıp çıktım. Çelik kasam vardı. Kasayı aç dedi. Evraklarım ve özel param vardı, özel eşya olduğu için gece almıştım. Çilingir çağırdılar. Açması mümkün değil. Anahtarı bulup açayım, dedim. Muhasebecime verdim. Ben gidince açtılar. Suç duyurusunda bulunacağım, kasayı boşaltmış diyorlar. Özel kasamın içinde ne olduğunu nerden bileceksin sen. Sonra, bilgisayar kasasını arıyorlar. Server’ı arayıp bulamayınca mal tespitine girdiler. Akıllı tahtalara bakıyorlar yok gece almıştım alabildiğimi, elden ödedim ben bunların parasını. Öncesinde çalışan arkadaşlara iyi davranıyorlardı, bilgisayar kasasını bulamayınca arkadaşlara da kötü davranmaya başlıyorlar. Çünkü bilgisayardaki kayıtlı öğrenci listesine ulaşmakmış amaçları… Velilere mesaj atıp, okul hazır deyip, hazır okulun üzerine çökecekler, plan buymuş. Sonrasında onlar da çıktı ortaya. Önceden hazırlık yapılmış, ilk olarak Asal Koleji tabelasını indirdiler. Bana da kötü davranmalarının sebebi bu aslında. Beni ekarte edip başkalarını sisteme oturtmak senaryoları… Ben aynı gün o kargaşanın içinde okula en yakın okullara velilerimizi arayarak öğrencilerimizi sevk ettim. Gece bu okulların yöneticilerine her şeyi anlattık. Yeni dönemde 350 kayıtlı öğrencimizin 250’sini buralara yönlendirdik. Ödeme yapan veliler vardı. Fiyat farksız bir şekilde öğrencilerimizin mağdur olmaması adına sorunlarını çözdük. Bir adres göstermemiz gerekiyordu onlara.”

Ben öğrenci ve velilerimin sorunlarını çözene kadar buradayım. Sonra kendi başımın çaresine bakacağım. Destekleyen bir kesim de var arkamda. Bozbey’in Nilvak okullarındaki ikinci vukuatı bu dediler. Binayı daha kiraya veremediler. A planları tutmadı. Server’ı bulsalardı kolaylaşırdı işleri.“

MİLLETİN PARASIYLA YAPILAN BİNAYA AYLIK 400 BİN KİRA İSTİYORLAR

“Bizim kiramız 200 bin idi. Bu yıl 300 bin olacaktı. Bozbey 350- 400 bin kira istiyor.  Hangi okul bu kirayı ödeyebilir. Bozbey’in bu binada 5 kuruş parası yok. Milletin parasıyla yapılan bir bina bu.

Deniz Baykal, öğrencileri yönlendirdiğimiz okulları arayıp, bana para verip vermediklerini soruyormuş. Elimde bana attığı tehdit ve şantaj içeren mesajlar da mevcut. Eğitim anlamında Bozbey’in ikinci fiyaskosu bu. Diyorum ki ‘Bakın yüzlerce veli ve öğrencimiz var; mağdur olacaklar.’ dedim.

Verdiği cevap: ‘Zerre kadar umurumda değil’, ‘Banka beni mağdur ediyor. Ben öldükten sonra sen öl, benim umurumda olmaz. Öğrenci ve veliler de zerre kadar umurumda değil’. Ben bu adamın Bursa’ya yaptıklarına üzülüyorum. Ben gider hayatımı başka yerde sürdürürüm. Böyle bir adam Bursa’nın belediye başkanı adayı olamaz, olamamalı.”

YAZARIN NOTLARI:

Çok açık söylüyorum, bu duyduklarıma ben şahsen hiç şaşırmadım. Sonuçta Mustafa Bozbey’den bahsediyoruz.

Pandemi sürecinde herkes birbirine destek olurken meğer Mustafa Bozbey’in kiracısı okulun sahibi Suat Asal bey Bozbey’e müteahhit ve yemek firması borçlarını ödeyerek destek olmuş.

Olacak iş mi bir aylık kısmi kira gecikmesinde ihtar çek, ikinci ay da hiç idare etme, tekrar çek… Sonra o iki kira gecikmesine faiz uygulat, üzerine bir de kiralarını alırken tahliye davası aç…

Bu nasıl bir gözünü para bürümüşlüktür..? Nasıl bir doymazlıktır..?

Gelelim Av. Deniz Baykal’a..! Kendisinin görevden uzaklaştırılan Yalova eski Belediye Başkanı Vefa Salman’ın da avukatı olduğunu duydum. Salman’ın resmi belgede sahtecilik, görevi kötüye kullanma suçlarından yargılandığını biliyorsunuzdur. Baykal seviyor her türlü illegaliteden yargılanan başkanları belli ki..! Deniz Baykal icra memurları ile oraya giremeyeceğini bilmiyor mu? Ne bu Ali kıran baş kesenlik… Hele ki o attığı mesajlar… Sen bizim yerimize çöktün ne demek mesela, ortak mısın sen Bozbey’le…?

Bozbey’in aile vakfı Nilvak konusu zaten yılan hikayesi… 20 yıldır ruhsat için veya başka bir işi hallolsun diye belediyeye bağış yaptığını zannedip Nilvak’ı yani Bozbeygilleri adam eden kişiler daha ne kadar susacaksınız?

Ötesi halkın parasıyla yapılmış bu özel okullardan Bozbey ailesinin elde ettiği ranta devlet daha ne kadar göz yumacak…? Hele ki; “Öğrenci ve veliler de zerre kadar umurumda değil’ diyen, diyebilen bir kişiden söz ediyoruz..!

Nilvak’a ve Bozbey’in organize ettiği Emirkoop’a ne zaman kayyum atanacak…?

Load More Related Articles
Load More By admin
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

UİB’in Nisan Ayı İhracat Verileri Açıklandı

Türkiye’nin Genel Sekreterlik bazında en fazla ihracat yapan ikinci birliği olan Uludağ İh…