Home GÜNCEL Ders almak, ona göre vizyonunu çizmek!

Ders almak, ona göre vizyonunu çizmek!

- Guncellenme Tarihi: 22 Ağustos 2022 13:05
9 min read
Ders almak, ona göre vizyonunu çizmek! için yorumlar kapalı
0

Vizyon, tam olarak nedir bilir misiniz?

Vizyon, birtakım olayları görme organının yardımı olmadan görme ya da algılama fenomenine ve bu fenomendeki imajlar bütününe verilen addır. Vizyon tarzındaki algılamalara daha çok medyumlarda, mistiklerde, gerçek devlet adamlarında, peygamberlerde ve psişik (ruhla ilgili olan, ruhsal) bakımdan “hassas” kabul edilen kişilerde rastlanmıştır.

Vizyon sahibi olmak ise; gelecekle ilgili net bir resme sahip olmak anlamında kullanıyoruz. Gelecek resmi dendiğinde beraberinde hayal kurma çağrışır. Ancak bir vizyon ile hayal arasında fark, vizyonun değerler, kaynaklar, yapabilirlik, yeterlilik ve yetkinlikleri temel almasıdır.

Liyakatsiz devlet adamları, belediye başkanları ne kadar vizyona sahip bilinmez..

Ama ders alınması gereken tarihimizde, çok yaşanmışlar vardır.

**

‘Çalıkuşu’ romanı her zaman örnek alınması gereken bir eserdir.

Tam bir asır(yüzyıl) önce İstanbul’da, hali vakti yerinde köklü bir ailenin, bir subayın kızı olan Feride… Küçük yaşta annesini kaybeder, yatılı olarak Fransız okuluna yazdırılır. Hayat dolu, muzip, maskaralık yapan, etrafına neşe saçan, adeta daldan dala kanat çırparcasına ele avuca sığmaz, arkadaşları bu yüzden ona “Çalıkuşu” adını takarlar.

Teyzesinin yakışıklı oğlu Kamran’la aşık olurlar, nişanlanırlar, Kamran hariciyede görevlidir, üç yıllığına Avrupa’ya gider, Feride o arada okulunu bitirir.

Kamran yurda dönünce heyecanla düğün hazırlıkları yaparlar, tam nikah masasına oturacakları gün, hiç tanımadığı bir kadın Feride’ye mektup getirir, meğer, İsviçre elçiliğinde görevliyken Kamran’ın bir kızla gönül ilişkisi olmuştur, ona da evlilik sözü vermiştir… Feride’nin dünyası başına yıkılır, nikahı düğünü yüzüstü bırakır, gelinliğini fırlatır ve İstanbul’dan kaçar.

Anadolu’da öğretmenlik yapmaya başlar.

Yüreğinin acısını, yoksul köy çocuklarına aydınlık meşalesi uzatarak dindirmeye çalışır, hayatını köy çocuklarına adar.

İlk görev yeri, Bursa’nın Zeyniler köyüdür, kuş uçmaz kervan geçmez yerdedir, kimsenin gitmek istemediği bu köye idealist duygularla koşa koşa gider, kimsesiz bir küçük kız çocuğunu evlat edinir.

Hem güzelliği, hem de erkeklerden daha eğitimli olması, başına işler açar, hakkında türlü dedikodular çıkar, cehaletle, bağnazlıkla uğraşır.

Kuşadası’na tayin olur, birinci dünya savaşı patlar, okulu hastaneye çevrilir, Feride yaralı askerlere hastabakıcılık yapmaya başlar.

Tam yüz yıl önce Mustafa Kemal, Reşat Nuri Güntekin’in ölümsüz eseri Çalıkuşunu, henüz kitap haline getirilmemiş bu eseri, Vakit gazetesinden okur. Feride’nin azminden etkilenir.

Okurken farklı konuları düşünebilen, okuduklarına ve zihninin arkasında düşündüklerine odaklanabilen bir kişiliğe sahipti..

Aslına bakarsanız, roman okumak, zihnini berraklaştırma aracıydı.

En gergin anlarda, ruhunu dinginleştirme aracıydı..

Çalıkuşu’nu bitirir, yaverine seslenir.

Paşalara haber ver, hava kararınca gelsinler der.

Tam yüz yıl önce, komutaları toplar.

Üzerine harita yayılmış masanın etrafında, ayaktaydılar.

Ulusun kader anıydı.

Paşalar adeta nefes bile almıyordu.

Başkomutanın iki dudağının arasından çıkacak emri bekliyorlardı.

Mustafa Kemal sözlerine Feride’yle başlar:

“Biliyor musunuz, dün gece Çalıkuşu’nu okudum, çok beğendim, Reşat Nuri bey ihmal edilmiş Anadolu’yu ve genç bir hanım öğretmenin yaşadığı zorlukları ne güzel anlatmış, sizlerin de mutlaka okumasını isterim” dedi.

Ve sonra… Haritaya eğilir.

Parmağıyla nokta nokta göstererek, büyük taarruzun nasıl yapılacağını savaş oyunu şeklinde açıkladı; stratejiyi ve taktik baskınları, düşmanı yanıltıcı hamleleri tek tek izah eder..

“Savaşı idare edeceğimiz çadırlı ordugah Kocatepe’de olsun, 26 Ağustos sabahı saat 5’te topçu ateşimizle başlıyoruz” der.

Gaz lambasının cılız ışığıyla hayal meyal aydınlanan ve dünya tarihinin akışını değiştirecek olan o penceresiz küçücük odada, teslim olmayan özgür ruhuyla, idealist karakteriyle, yurt sevgisiyle, Türk ulusunun kaderine etki eden altı kişi vardır.

Efsane milli eğitim bakanımız Hasan Ali Yücel, o altı kişi arasındaki Feride’yi şöyle tarif edecektir:

“Çalıkuşu sadece gelinliğini fırlatıp atıp Anadolu’ya koşan kolejli kız Feride değildi, Çalıkuşu bizdik, Çalıkuşu memleketti, aydın eğitimci Feride’nin ıstıraplarında halkına muhabbetini duyduk, biz Çalıkuşu’nda vatanımızı sevdik.”

Teslim olmayan özgür ruhu, idealist karakteri, yurt sevgisini düşünmek için, vatanın kıymetini hissetmek için,  Afyon Kocatepe’yi hatırlayın!..

 

Load More Related Articles
  • Milletin Tasarrufu!

    Bir millet düşünün! Çalışma hayatına başladığı andan itibaren devleti için vergisini düzen…
  • Hedef Şaşırtma!

    Nereden baktığınıza bağlı bir davranış biçimi ‘hedef şaşırtma!… Bir iktidar Milletve…
  • Şatafat mı? İhtiyaçlar Hiyarerşisi mi?

    Bize çok yerinde bir örnek olacak ve bu gün yaşanan şatafata dur diyen bir insan psikoloji…
Load More By Ali Özdemir
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Milletin Tasarrufu!

Bir millet düşünün! Çalışma hayatına başladığı andan itibaren devleti için vergisini düzen…