Home GÜNCEL Davut Gürkan adamcılık metodunu uygulamayacaktır

Davut Gürkan adamcılık metodunu uygulamayacaktır

- Guncellenme Tarihi: 28 Kasım 2021 19:49
10 min read
Davut Gürkan adamcılık metodunu uygulamayacaktır için yorumlar kapalı
0

70’li ve 80’li yıllarda ülkede ağırlıklı yaşam felsefesi; hangi dünya görüşünde olursa olsun, vatan için, toplum için bir şeyler yapma kaygısıydı. 80’li yıllarda dünyada soğuk savaşın tavan yapmasıyla Endonezya, Çin gibi ülkeler sosyalizmi benimseyince çok hızlı şekilde dünyaya ve Türkiye’ye de yayıldı. Kutuplaşmalar olsa da tüm sorunların çözümü siyasette aranıyordu, siyaset kutuplaşmaları manipüle edebiliyordu. Bir taraftan da arka planda yaşam tarzı kavgası yaşanıyordu. 90’lı yıllarda soğuk savaşın bitmesiyle görüşler tamamen değişti, toplum için bir şey yapma kaygısı yerini kendisi için bir şey yapan insan tipi oluştu. Dolasıyla benmerkezcilik küresel bir salgın haline geldi. Sosyalizmin ortadan kalkmasıyla birlikte, kapitalizm ve sosyalizmin birbiriyle mücadelesinin oluşturduğu denge kayboldu, kapitalizm dünyada tek küresel düzen ve ahlak oldu.

Kapitalist sistem kaçınılmaz olarak ülkemizde de bireysel hedeflerini, planlarını ön plana koyan siyasiler oluşturdu. Yazık ki son dönem ülkede siyasi parti ayrımı olmaksızın siyasetçi profili bu hale geldi. Birilerinin adamı olup sadece maddi çıkarlarını yok etmemek için susan, el indirip kaldıran, koltuk kapma yarışına yüreğini koyan, hiçbir şey yapmadan makam sahibi olmak için Ankara ilişkilerinin yeterli olduğuna inanan siyasilerin sonu bazen lehlerine sonuçlanabiliyor. İşte bu sonuç diğerlerine olumsuz örnek ve sebep olarak yansıyor ki artık bu sistemin değişme zamanı kapitalizme rağmen geldi de geçiyor.

Öte yandan liyakatine, donanımına, birikimine, vizyonuna ve dahi ahlakına bakmadan sadece kendi adamını bir makama getirip, sonrasında da ondan verimli çalışma ve fayda beklemek önce bağlı bulunulan partiye, sonra da halka haksızlıktır. Aslında o kişiye de haksızlıktır, şişirilmiş egolarıyla ortalıkta dolaşan onlarca siyasetçinin ne denli madara olduklarını zaman zaman görüyoruz.

Ak Parti özelinde konuya biraz değinmek istiyorum. Son 2 günde 3 ilçe başkanı ve yönetimlerinin istifalarının alınmasıyla en çok konuşulan, neler oluyor sorusu en çok sorulan siyasi parti konumunda şu aralar.

İl Başkanı Davut Gürkan’ın sıkıntı olan ilçelerde Efkan Ala’nın da desteğini alarak müdahaleler yapması kaçınılmazdı, geç bile kalındı. Gidenin arkasından kaval çalmayacağım ve fakat hiçbirinin sağlık sorunları sebebiyle değil de, yetersizlikleri,  ilçede uyumu sağlayamamaları, parti politikalarını yeterince uygulayamamaları ve belki de kapitalist sisteme fazla yenik yaklaşımları sebebiyle gönderildiklerini düşünüyorum.

Seçim yaklaşıyor, doğal olarak Ak Partinin elindeki en büyük şehir Bursa’nın güçlendirilerek elde tutulması, genel seçimlerde ise Cumhurbaşkanı ve sistem desteğinin artarak sürmesi için Davut Gürkan’ın omuzunda büyük yük var.

Her ilçenin kendine özgü yapısı, algısı var, siyasi görüşler her ilçede farklı yapılanabiliyor. Ak Parti bu kriterleri çözebilecek kabiliyete sahip bir parti, keza Davut Gürkan da öyle…

Gürkan herkesi dinliyor, notlarını alıyor, duruşuyla, yaklaşımıyla hiç kimseyi küstürmediği gibi, en son kararı tüm etmenlere göre alıyor, kişilere göre değil… Üstelik, bunu olumlu manada söylüyorum ki risk almaktan da hiç çekinmiyor…

Şimdi görev değişimi olacak ilçelerde de yeni atamalar yapılırken nasıl bir yol izlenecek gerçekten meraktayız.

İlçelerin dinamiklerinin yeni başkan isimleriyle ilgili görüşlerinin alındığını biliyoruz. Bu önemli, daha önemlisi bu dinamiklerin görüşüne sadece gazının alınması amacıyla başvurulmadığına da eminiz.

Başarılı bir ilçe başkanı olmanın kriterlerini siyasetçilerden kime sorsanız söyler. Halktan biri olmalı, sözünün eri olmalı, iletişimi güçlü olmalı, telefonlara cevap vermeli, çözümcü olmalı, dürüst olmalı, insanları oyalamamalı, kibirli olmamalı, tevazuu seçildikten sonra da devam etmeli, kişisel menfaatleri değil halkın ve partinin menfaatlerini öncelemeli, eleştiriye açık olmalı, engelli, dezavantajlı, sosyo – ekonomik yapısı düşük halkın yanında olmalı ve saire…

Aslında dürüstlük bir erdem değildir, dürüstlük ahlak ve hukuk kurallarınca her vatandaş için dayatılan bir zorunluluktur. Velhasıl çok dürüst adam olmak yetmez.

Tüm bunların yanında ilçede tanınır bilinir olması da bir gerek olarak görülebilir.

Ama bunlar da yetmez, vizyon sahibi olmalıdır, donanımlı olmalıdır, giyimiyle, kuşamıyla, yaşam tarzıyla, hayata bakış açısıyla ilçenin demografik yapısına uygun olmalıdır. Kıssadan hisse Müslüman mahallesinde salyangoz satmamalıdır ya da kütüphane ihtiyacı olan yere mescit yapma önerisi getirmemelidir. Ya da Mudanya’nın Ak Parti belediye başkan adayı Murat Ünal gibi Mudanya’yı Monte Carlo yapacağız gibi saçma yaklaşımları benimsememelidir.

Evet, Davut Gürkan’ın önünde değişim olacak ilçelerle ilgili iki yol var, bu güne kadar denenmiş ama başarı sağlanamamış adamcılık metodu yerine partiyi gerçekten bir yerlere taşıyacak yukarıda bahsettiğim kriterlere sahip kişilerle yol yürüme metodunu uygulayacağına ben şahsen inanıyorum. En önemlisi de kendi kapital derdinde olmayacak biri tercih edilmeli…

 

 

 

 

 

Load More Related Articles
Load More By Semra NEJLA TEKE
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Hakan Fidan: “Senin İçin Buradayız Gökhan…”

Son 10 yılda marka değerinde de ciddi kayıp yaşayan Mudanya’da yerel seçim tüm hareketlili…