Home GÜNCEL GÜRHAN AKDOĞAN AKKUŞ’U DESTEKLEMİYOR, PEKİ YA KİMİ..?

GÜRHAN AKDOĞAN AKKUŞ’U DESTEKLEMİYOR, PEKİ YA KİMİ..?

- Guncellenme Tarihi: 3 Şubat 2020 20:38
13 min read
GÜRHAN AKDOĞAN AKKUŞ’U DESTEKLEMİYOR, PEKİ YA KİMİ..? için yorumlar kapalı
0

 

Birkaç gün önce sosyal medyada Hüseyin Akkuş ve CHP’nin bazı ağır toplarının bulunduğu kahvaltılı toplantının fotoğrafları yayınlandı. Fotoğraftan sonra oluşan algı; masadaki herkesin Akkuş’un il başkanlığını desteklediği, himayesindeki il delegelerine bu doğrultuda ricada bulunacağı yönündeydi.

Eski il başkanı Gürhan Akdoğan oluşan bu algıdan kaynaklı rahatsızlığını sosyal medyadaki hesabından son derece eleştirel bir dille duyurdu.

Akdoğan’ın dikkat çektiği konular arasında; başta yerelde olmak üzere gerek muhalefet anlayışı gerek parti değerlerinden uzaklaşan politikalar gerekse etik ve ahlaki değerlerle örgütsel ilişkilerde derin bir erezyon yaşanmakta olduğu gerçeği vardı.

Parti içi iktidar kavgasının dışa dönük mücadeleyi zayıflattığına, son yerel seçimde yaşanan süreci yönetenlerin hepsinin bu başarısızlıkta payının büyüklüğüne dem vurdu. Özellikle bu cümlede Akkuş’un il başkanı olduğunu hatırlamak gerekir.

Akdoğan “Gelinen noktada parti iyice kutuplaşmış, erdemlilik, emek, yetenek, yetkinlik, üretkenlik, verimlilik, ilkeler doğrultusunda çalışma gibi kriterler yerine taraftarlık yaklaşımını dikkate alan bir anlayışla seçimlere gidiyoruz” dedi.

Akdoğan’ın bu eleştirilerine katılmamak mümkün değil… Diğer taraftan Orhan Sarıbal ile Gürhan Akdoğan arasında buzdağı kadar büyük uçurum ve sıkıntıdan ötürü zaten Akkuş’la bir araya gelme ve destekleme ihtimalleri sıfırdı. Keza biliyorsunuz, Sarıbal direkt Akkuş’u destekliyor.

Şimdi takip etmek lazım ki bakalım hangi aday Gürhan Akdoğan ile fotoğraf verecek.

İşte Akdoğan’ın o paylaşımı:

 

Görülen lüzum üzerine bir açıklama

Bir çok partilimizin bildiği üzere 9 şubat 2020 tarihinde yapılacak İl kongresi öncesi mevcut İl başkanı Sn. Hüseyin Akkuş geçen hafta sonu eski il başkanları, milletvekilleri ve parti meclisi üyelerini bir değerlendirme yapmak amacıyla kahvaltılı bir toplantıya davet etmişti. Ancak sonrasında kamuoyunda ve basında toplantı, amacının dışında bir şekilde, sanki bir destek toplantısı yapılmış ve bir deklarasyon imzaya açılmış ve yayınlanmış şekilde kamuoyuna yansıtılınca kişisel olarak tarafımdan konuya açıklık getirme gereği duyulmuştur. Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki bu tür çağrılı olduğum toplantılara öncelikle nezaket gereği olarak eski bir il başkanı sıfatı ile katılmakta hiçbir sakınca görmem. Diğer taraftan da konu ile ilgili olarak parti kamuoyunca da bilindiği üzere böylesi önemli kararlar öncesinde siyasette birlikte olduğum, yönetimlerde yer aldığım, birlikte üretim yaptığımız arkadaşlarım ve çok geniş çerçevede ilişki içinde olduğum değerli bir çok partilimizin, dostlarımızın görüşlerini almadan da herhangi bir karar üretmem de olanaklı değildir. Yani süreci halen izlediğimiz, birlikte bir değerlendirme yapmadığımız içinde kısacası herhangi bir adaya açık verilmiş bir destek sözümüz bulunmamaktadır. Ancak bu toplantıdan bir gün öncesi Sn. Akkuşla kongre ve uzun bir süredir yaşanan olumsuzluklar konusunda bir değerlendirme yaptık. Orada kendisine ifade ettiğim konuları çok kısa bir süre çerçevesinde ertesi günü davete icabet eden geçmiş yıllarda parti organlarında yer almış dostlarla da görüşlerimi paylaştım ve toplantının başlangıcında toplantıdan ayrıldım. Davete icabet eden dostların görüşlerini dinleyemediğim gibi sonrasında gelişen durumdan bilgim yoktur. Bu vesileyle sürece ilişkin ne düşündüğümü neler ifade ettiğimi ve görüşlerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Uzunca bir süredir başta yerelde olmak üzere gerek muhalefet anlayışı gerek parti değerlerinden uzaklaşan politikalar gerekse etik ve ahlaki değerlerle örgütsel ilişkilerde derin bir erezyon yaşanmakta olduğu bir gerçektir. Özellikle parti içi iktidar kavgasının dışa dönük mücadeleyi zayıflatmakta olduğu ve ülkenin onlarca genel ve yerel sorununa odaklanmayan üretimden uzaklaşmış bir yapının maalesef başarıyı da olumsuz etkileyeceği ortadadır. Özellikle son yerel seçimde yaşanan süreç hepimizin malumu olup sorumlu aramaya kalktığımızda kendini her şeyi ile partiye adamış emek vermiş sade üyelerin dışında süreci yönetenlerin hepsinin bu başarısızlıkta payı büyüktür. Daha da önemlisi her şeyden öte etik ve ahlaki değerler bir yapıda aranması gerekli en önemli unsurlardan biri olup diğer etmenler, yaklaşımlar, ideoloji, politika ve uygulamalar onun üstüne konacak diğer kavramlardır yani olmazsa olmazı başta etik kurallardır. Bir de buna tepeden inme gelen parti programı ve değerlerinden uzak anlayışta veya bu değerleri özümsememiş ,tam aksine bu değerleri ilkeleri tartışmaya açan devşirme sözde partililer örgütü dizayn etmeye kalkıştığında veya güç elde etme yarışına girdiğinde sonuçlar daha da vahim hal almaktadırlar. Maalesef gelinen noktada parti iyice kutuplaşmış ,erdemlilik, emek, yetenek, yetkinlik, üretkenlik, verimlilik, ilkeler doğrultusunda çalışma gibi kriterler yerine taraftarlık yaklaşımını dikkate alan bir anlayışla seçimlere gidiyoruz. Kısacası partililik değil de partizanlık veya partici olanların ağırlığını hissettirdiği bulunduğu yere güç katma yerine bulunduğu yerden güç alanların etkin olmaya çalıştığı bir süreci yaşıyoruz .Oysa Parti tüzüğümüzün 3. Maddesi SİYASAL YAŞAM ANLAYIŞI şöyle ifade eder. Cumhuriyet Halk Partisi ve üyeleri için siyasal yaşamda görev almak, onurlu bir toplum hizmetidir. Erdemli olmak, Cumhuriyet Halk Partili olmanın önkoşuludur. Siyasal görev ve etkinliklerde, kamusal yararın gözetilmesi ve toplumsal çıkarların korunması esastır. Hiç kimseyi inancına, siyasi görüşüne, yaşam tarzına, düşüncelerine, etnik kökenine, rengine, diline, cinsiyetine göre ötekileştirmeden ve toplumu ayrıştırmadan “önce insan” felsefesiyle hareket etmek önceliktir. Partili için başarı, partinin başarısıdır; siyasal eylem partinin eylemidir. Bu anlayışla partililer, özel yaşamlarında, görevlerinde, işlerinde ve üyesi bulundukları kuruluşlarda aklın ve bilimin öncülüğünde parti ilke ve değerleri doğrultusunda çalışırlar. Siyasal yaşamda erdemliliğe, üretkenliğe, yeteneğe ve emeğe uygun yükselmek esastır. Partililer, bu ilkelere bağlı olarak toplum hayatının ve parti görevlerinin gerektirdiği nitelikleri kazanmak; sorumluluk yerlerine başarılı, bilgili, dürüst ve yetenekli üyelerin seçilmelerini sağlamak için sürekli çaba harcarlar’’ diye ifade eder. Bizler uzun bir süredir izlediğimiz bu olumsuzluklara karşın parti sorumluluğumuz çerçevesinde daha aktif olarak partinin tüm süreçlerinde bundan böyle daha aktif rol alacağımızı tabi ki yakın tarihli Kongre ile ilgili yukarıda bahsettiğim tüm unsurlarla görüşmelerimiz, izlemlerimiz ve değerlendirmelerimiz sonucunda sürece olumlu katkı koyacağımızı bilgilerinize sunarım

Load More Related Articles
Load More By Semra NEJLA TEKE
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

Seçim Sürecini Damga Vuranlar ve Seçim Tahminlerim…

En güzelinden başlıyorum: 14 – 25 yaş arası gençler… Evet, gençlerin sürece en çok entegre…