Eğitim ve Öğretime gönül vermiş bir kişi olarak yazıyorum.
Süper bir ‘ÜLKE’ düşünün.
Üniversitelerinde; Bilim ve Teknik de kendini kanıtlamış, ürettikleriyle adını duyurmuş, Milli gelirini en üst düzeye getirmiş ve dünyaya kendini ispatlamış..
Bir başka ‘ÜLKE’ düşünün. 17 Yıldır; Pek çok alanda olduğu gibi Milli Eğitimde de sınıfta kalmış, çokça değişime uğrayan bir eğitim modeliyle karşı karşıyayız..
Hatırlayın!
Her Milli Eğitim bakanıgeldiğinde; masa başında bir eğitim modeli açıkladı. Hepsi de tuğlaları üst üste koyacaklarına, birinin başladığını, diğeri tamamlayacağına, her gelen sistemi hep sil baştan değiştirdi..
Kimdi bu Bakanlar:
(Erkan Mumcu, Hüseyin Çelik, Nimet Baş (Çubukçu), Ömer Dinçer, Nabi Avcı, İsmet Yılmaz ve şimdi de Ziya Selçuk!)
Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk,yeni modeli açıkladı. “1-8’i de planlıyoruz. Bütün eğitimi birbiriyle ilişkilendireceğiz. Yükseköğretim kurumlarından sorular geliyor. Her yıl yüz binlerce öğrenci kazandığı bölümden mutsuz olup yeniden sınava giriyor. Bu soru cevaplandırılabilir mi, elbette cevaplandırılabilir. Bunun için okulun profilinin belirlenmesi, kariyer planlaması, yönlendirme gerekiyor. Bütün bunları yapabilir miyiz, yapabiliriz. Kişisel e-Rehberlik, portfolyo hazırlanması… Bütün bunları hemen devreye sokabiliriz. Orta öğretimde; lisenin ilk üç yılında haftalık okul zamanı 35 saati Akademik Gelişim Programı, 5 saati ‘HEY’ (Hayal-Etkinlik-Yaşam)temalı çalışmalar olmak üzere 40 saat olarak planlandı.” dedi.
***
Yeni lise sistemi, ilk olarak 2020-2021 eğitim-öğretim yılında 9. sınıflardan başlayacak ve kademeli bir geçiş süreci olacakmış.2024’de Üniversite sınavı değişecekmiş.
Her çalışma çok güzel gibi lanse edildi. Ama içi boş.Yeni bir şey yok!
Bunları uygulamak neden zor!Gelin şimdi bir de tek tek ele alalım:
10 MADDEDE YENİ EĞİTİM SİSTEMİ. EĞİTİMCİYE GÖRE YORUMU!
- Lisede 16-17 ders sayısı 9 olacakmış. Güzel. Ama norm fazlası öğretmen ne yapacak?
- Liselere Kariyer Ofisleri açılacak. Kariyer Ofisleri 9. sınıftan itibaren çocukların kendini tanıyarak (mizaç, yetenek, ilgi, değerler, kişilik ve aile) kariyer profili oluşturmasını sağlayacak. İş ve meslek tanıma yolları, kaynakları öğrencilere öğretilecek. Öğrencilerin kariyer gelişimleri takip edilecek. Çok güzel. Ama, hangi devlet veya özel lisede ‘ofis’ çalışması yapılacak?.. Bir çok devlet ve özel okulda ‘sunum’ yapabilecek ne sınıf, ne teknik malzeme ve ne de öğretmen var.
- sınıflarda ders saatleri azaltılıp,enteresan yenilikçi dersler yapılacak. Hangi öğretmenle?
- Her öğrenci üniversitedeki gibi kendi istediği dersleri seçebilecek. Çok harika. Dersleri seçtik. Uygulama yerleri var mı? Yeterli öğretmen mevcut mu?
- Yeni sistem ilk olarak 2020-2021 yılında 9. sınıflardan başlayacak, kademeli geçiş yapılacak. Yani gelecek yıl 9. sınıfa başlayan öğrenciler için bu sistem geçerli olacak.
- Bilgi Kuramı dersi zorunlu.(Gündelik Bilgi, Bilimsel Bilgi, Felsefi Bilgi, Dinî Bilgi, Teknik Bilgi, Sanat Bilgisi,Dogmatizm, Septisizm, Kritisizm,Rasyonalizm-Akılcılık,Entüisyonizm- Sezgicilik, ve Dezenformasyon ), Bilgi Kuram derslerinin, tam bir ders olmadığı, tüm bu derslerin felsefesi olmalı! Donanımlı yeterli sayıda öğretmenin var mı?
- Yaparak uygulayarak öğrenme ağırlık kazanacak. Çok yerinde bir bakış.
- sınıfta yenilikçi dersler olacak. Güzel.
- Öğrencinin her alandan ders alabileceği dengeli bir ders çizelgesi oluşturulacak.Olur.
- Haziranda dersler yerine proje sunumları, portfolyo hazırlıkları gibi yaşam becerileri etkinlikleri gerçekleştirilecek. Yeterli öğretmen mevcut mu?
Bütün bunlar çok güzel bir model gibi düşülüp, hemen devreye sokabilir..
Hepsi de kulağa çok hoş geliyor. Tıpkı daha önceki vaatler gibi.
Örneğin,:
*Geçen yıl da isteyen her öğrenci evine en yakın okullardan istediğine girecekti, girdi mi?
*El yazısına geçilecekti, geçildi mi?
*Dershaneye bağımlılık azalacaktı, azaldı mı?
*Herkes en az yabancı dil öğrenecekti, öğrendi mi?
*Osmanlıca dersinde beklenen verimlilik sağlanabildi mi?
* Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi diye lanse edilen FATİH Projesi ve Bilişim Sınıfları?
* Kredili sistemi hatırlayın! Ders vardı, kitap yoktu. Sınıf vardı, branş öğretmeni yoktu!
Dünden bugüne ne değişti?
Çok şey değişti ama yukarıda açıklanan hedeflere yönelik bir iyileştirme, hâlâ yok gibi.
Çok üniversite açmakla, çok öğrenci mezun etmekle iş bitmiyor. İstihdam alanları sağlanmalı ve işsizlere acilen çözüm aranmalı..
Eğitim de seferberlik ilan edilse!..
Eğitim, ekonominin ve demokrasinin ayrılmaz bir kurumsal parçası ise:“Hukukun üstünlüğü, çok okuyan, araştıran, çok çalışan, çok üretip çok biriktiren, tarımını ileri teknoloji ile birleştirmiş, eşit gelir dağılımını gerçekleştirmiş, seçimle gelenin seçimle gönderildiği, yeniden yurtta sulh cihanda sulh diyen,” bireyler yetiştirmekten geçer.
Yapılan ve yapılacak işler; eğitimi daha ileriye taşıyacağı yerine, tamamen geri gittiğini görmemek, saflıktır.
