Bursa, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği, Osmanlı Devleti’ne ise başkentlik yapan Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri. Bunun yanı sıra Uludağ’ı, denizi, yeşili, jeotermali içinde bulunduran tarih kokan bir şehir. Yaklaşık 3 milyonluk nüfusu ile ülkemizin en kalabalık 4. şehri olan Bursa, sahip olduğu doğal ve tarihi zenginlikler kadar gelişmiş sanayisiyle de ön plana çıkıyor. Durum böyle olunca Bursa’yı kültürel, tarihi, termal ya da sanayi şehri olarak tanımlamak oldukça zorlaşıyor. Bunun yanında Bursa’daki sorunları, Bursa halkının beklentilerini de göz önünde bulundurmamız gerekiyor. İMO Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Albayrak Bursa’nın sorunlarını değerlendirerek çözüm önerileri sunuyor.
Bursa’nın sorunları nelerdir?
Bursa, 1950’li yıllarda başlayan köyden kente göçün sonucunda kontrol edilemeyen plansız, kaçak ve çarpık kentleşmenin esiri oldu. Günümüzde bunun izlerini silmenin yollarını arıyoruz. Bu plansız gelişmenin sonucunda çöküntü alanlarımız, olası büyük bir depremde yıkılma tehlikesi ile karşı karşıya kalan binalarımız ve karmaşık bir ulaşım ağımız oluştu. İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi olarak belirtmeliyiz ki, kentimizin en önemli ve acil olarak çözülmesi gerek sorunu, yeterli mühendislik hizmeti almayan,denetimsiz yapılarımızın yıkılması veya uygun olduğu takdirde güçlendirilerek yenilenmesidir. Bu dönüşüm, yeni alt yapı, sosyal donatı alanı ve ulaşım sorunları yaratmadan bütüncül planlamayla yapılmalıdır. Yollardaki araç sayısının artması ve henüz gerçek anlamda bir kentsel dönüşüm çalışmasının gerçekleştirilememesi nedeniyle de ulaşım, kentimize nefes aldırmayan sorunlardan biri haline geldi.
‘Yeşil Bursa’ olarak anılan kentimizin özellikle kış aylarında artan bir sorunu da hava kirliliği oldu. Plansız yapılaşmaya ve sanayileşmeye kurban edilen tarım alanları, yeşil alanlar azaldığı sürece çevre kirliliğine ‘dur’ demek zorlaşmaktadır. ‘Su şehri’ Bursa’da dereler, su kaynakları korunmalı, sanayi ve şehir atıkları ile kirletilmemelidir. Eğer kentimizi kaybetmek istemiyorsak Bursa’yı yeşil yapan, su şehri yapan değerlerimizi koruyarak yapılaşmalı, gelişmeliyiz.
Bursa tarihi, turizmi, sanayiyi, tarımı ve pek çok özelliği içerisinde barındıran bir şehir. Sizce Bursa’nın marka konumlandırması ne olmalı? Bursa ne şehri olarak anılmalı?
Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapan Bursa, birçok medeniyete de ev sahipliği yapmıştır. Bu nedenle tarihi ve kültürel öneme sahip kentimiz, tarım, sanayi ve turizm alanlarında da önemli merkezlerden biri haline gelmiştir. Bu harmanı içinde yakalayabilen Bursa aslında doğru planlama ile hem turizm, hem sanayi, hem tarih, hem de tarım kenti olabilir fakat hızlı gelişmenin sonucunda tarım alanları azalırken, sanayi alanları kentin içinde kalmış, tarihi doku yeteri kadar korunamamıştır. Kentin hak ettiği değeri görmesi için bu harmanı ranta kurban etmemeli doğru planlamalıyız.
Nasıl bir Bursa istiyorsunuz?
Doğusunda riskli, kaçak yapılaşmanın olduğu Bursa dururken, batıya doğru gelişen bir Bursa var. Önceliğimiz kentin doğusundaki çöküntü halindeki alanları yenilemek olmalıyken şu an rantı yüksek olduğu bölgelerimizde kentsel dönüşüm çalışmaları ilerliyor. Parsel bazında ilerleyen dönüşümle sorunların daha da büyüyeceğini önümüzdeki süreçte göreceğiz. Yapılması gereken, kenti bütüncül planlarla yeniden planlanmasıdır. Deprem riski ile yaşamayan, ulaşımın ve nefes alabilmenin mümkün olduğu bir Bursa istiyoruz.
Bursa’nın gelişmesi için neler yapılmalıdır?
Bursa batıya doğru gelişirken İstanbul’un arka bahçesi olmaktan çıkarak kendi planlarını yapmalıdır. Sanayisi, ekonomisi, tarımı, tarihi ve kültürel değerleri ile kentimiz büyük değerler yaratmaktadır. Bursa, sadece sanayi şehri olarak düşünülmemeli, bereketli tarım alanları korunarak yapılaşması planlanmalıdır. Yeşil Bursa unvanını geri almak için bürokratlarımıza ve siyasetçilerimize önemli görevler düştüğünü de söylemeliyiz.