Şubat 2017’de tüketici fiyatlarının %0,81 düzeyinde arttığı ve yıllık enflasyon oranının %10,13 düzeyine yükseldiği gözlenmiştir. TCMB, Ocak ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faiz oranını %8 düzeyinde sabit bırakarak değişikliğe gitmemiştir. Döviz kuru hareketlerinin gecikmeli etkisi ve işlenmemiş gıda fiyatlarındaki oynaklıkların 2017 yılının ilk çeyreğinde enflasyonu yukarı yönlü etkileyeceği bilinmektedir.
TCMB, enflasyon görünümündeki bozulma ve döviz piyasasında görülen/görülebilecek dalgalanmalar karşısında politika faiz oranı ile tepki vermek yerine likidite araçlarını kullanmayı ve ek parasal sıkılaştırma yapmayı tercih etmektedir. Bu haliyle, TCMB’nin kurdaki olası hareketleri bankacılık sisteminin fonlama maliyetlerini artırmaya yönelik olarak TL’yi pahalı hale getiren likidite politikası aracılığıyla sınırlamaya çalışacağı anlaşılmaktadır.
Şubat ayı içinde TL’yi desteklemek için alınan bir diğer karar ise, ihracatçı ve turizmci için kullandırılan reeskont kredilerinde Mayıs 2017 sonuna kadar sabit kurla (2 Ocak itibariyle 3,5338) ödeme imkanının sağlanmasıdır. TCMB’nin tahminlerine göre, söz konusu imkân ile döviz talebinde 5,7 milyar dolarlık bir azalma oluşacaktır. Öte yandan uygulama, resmi döviz rezervlerinde aynı tutarda bir katkının olmayacağını göstermektedir.
Dış ticaret açısından da mevcut veriler, petrol fiyatlarındaki yükseliş eğiliminin düşük baz etkisi ile birlikte ithalatı yukarı yönlü etkileyeceğini ortaya koymaktadır. TL’de yaşanan değer kaybının ihracatı olumlu etkilemesi ile dış ticaret açığındaki genişlemenin sınırlanması beklenmektedir. AB ülkelerinde iktisadi faaliyetteki olumlu seyrin sürmesi ihracattaki artışın sürekliliği hususunda belirleyici olacaktır.
Günal BAYLAN
BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı