Home GÜNCEL GÜNEŞ; “TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU, GÜVENLİK SORUNUDUR”

GÜNEŞ; “TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU, GÜVENLİK SORUNUDUR”

- Guncellenme Tarihi: 21 Ocak 2017 15:21
17 min read
GÜNEŞ; “TÜRKİYE’NİN EN ÖNEMLİ SORUNU, GÜVENLİK SORUNUDUR” için yorumlar kapalı
0

CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, panele katılmak üzere geldiği Bursa’da CHP Bursa İl Başkanlığını ziyaretinde basın toplantısı düzenleyerek ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin en önemli sorununun güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken Hurşit Güneş, sorunun ekonomik ve dış politika kaynaklı olduğunu belirterek; “Gerek Kuzey Suriye’de, gerek Kuzey Irak’ta ve gerekse Şam’daki rejimi silahlı grupları destekleyerek indirme girişimi, Türkiye’nin içine inanılmaz bir güvenlik sorununun, bir bumerang gibi dönmesine neden oldu” dedi.

CHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Hurşit Güneş, Toplumsal Düşünce Enstitüsü’nün düzenlediği panele katılmak üzere geldiği Bursa’da CHP Bursa İl Başkanlığını ziyaretinde basın toplantısı düzenleyerek ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Panelin güvenlik gündeminde yapılacağını söyleyen Hurşit Güneş, Türkiye’nin en önemli sorununun güvenlik olduğunu belirterek; “Güvenlik konusunun ekonomik boyutu ve dış politika boyutu var. Bugün Türkiye’nin en önemli sorunu güvenlik ve dış politikadır. Türkiye’de özellikle 2010 sonrasında izlenen yanlış dış politikanın çok büyük etkisi oldu. 2012 yazında Hatay’da bir sığınmacı kamplarına gitmiş ve içeri alınmamıştım. Bu kampların karanlık bir yer olduğunu, içinde Suriye’den gelen silahlı çatışmacıların eğitildiğini ve yönlendirildiğini dile getirmiştim. Apaydın kampının, Özgür Suriye Ordusu’nun karargahı, ana komuta merkezi olduğunu söylemiştim. Orada olanların bir kısmı daha sonra El Nusra’ya ve İŞİD’ e geçtiler. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu terör sorununun damarlarından bir tanesi İŞİD, Suriye’deki izlenen yanlış dış politikadan kaynaklanıyor. Nihayet 2016 yılında bu yanlış dış politikayı fark ettiler ve bir dönüş yapmaya çalışıyorlar ama tabi ki çok geç. Gerek Kuzey Suriye’de, gerek Kuzey Irak’ta ve gerekse Şam’daki rejimi silahlı grupları destekleyerek indirme girişimi Türkiye’nin içine inanılmaz bir güvenlik sorununun, bir bumerang gibi dönmesine neden oldu” dedi.

DEVLETİ GÜÇ KAYBINA UĞRATTILAR

Bir başka güvenlik sorunun devletin olağanüstü güç kaybına uğraması olduğuna dikkat çeken Güneş; “Devlet bir çöküntü içindedir ve bunun nedeni devletin son 10-15 yıllık döneminde devletin içine bir terör örgütünü bizzat bu iktidar tarafından yerleştirilmiş olmasıdır. Devletten kamu görevlisi olan yüzbinlerce insan açığa alınıyor, on binlerce insan atılıyor yahut tutuklanıyor. Devletin içinde bu denli büyük sayıda parçalanma, işten çıkartma, atılma olursa o devlet bir zafiyet içine girer. Kaldı ki o devletin bir parçası olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nden bu kadar sayıda üst düzeydeki subayın FETÖ’cü çıkacağını da akıl almazdı. Bu arada yapılması gereken şey şu; bunların terfilerini kim yaptı. Yüksek Askeri Şura’nın başında kim oturuyordu da bunlara müsaade etti. Kim Türk Silahlı Kuvvetlerinin en mahrem bilgilerinin saklandığı kozmik oda dediğimiz yere izin çıkarttı? Ve oradan TSK’nın mahrem bilgileri alındı ve nereye servis edildi? Bu çok önemli bir sorumluluk. Her zaman söylüyorum Türkiye’de ihanet-i vatandan yargılanamayacak kim yoktur, buna Türkiye’deki 80 milyon vatandaşın hepsi dahildir isterseniz Cumhurbaşkanı olun. Dolayısıyla buna kim izin verdiyse siyasi irade sahibi, onun bunda çok büyük bir sorumluluğu vardır. Devletin en mahrem bilgilerinin sızdırırsanız tabi ki bir güvenlik sorunu ortaya çıkar” açıklamasında bulundu.

SORUN REJİMDE DEĞİL, KÖTÜ YÖNETİMDEDİR

PKK’nın da güvenlik sorunu oluşturduğunu ifade eden Hurşit Güneş; “PKK çok güçlü hale geldi deniyor. Niye geldi? Kim muhatap aldı. PKK’yı siyasi olarak muhatap alırsanız PKK güç kazanır. PKK’nın muhatabı Türkiye’nin güvenlik güçleridir. Ortada bir Kürt sorunu var diyorsanız, onun muhataplarını arıyorsanız parlamentoda onun muhatapları vardır. Mesele parlamentoda aranmadı çözüm sürecinde. Çözüm süreci İmralı’da Kandil’de arandı. Böyle olunca günün birinde bir uyandılar ki kentlerin sokaklarında, caddelerinde hendekler açılmış. Hem de gündüz vakitleri açılmış. Ve bir başka güvenlik sorunu böylece ortaya çıkmış oldu” diye konuştu. Türkiye’nin en önemli sorununun güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken Güneş sözlerinin şöyle sürdürdü: “İnsanlar kendilerini çok büyük bir güvensizlik içinde hissedince onlara şunu söylemek mümkün olur; ‘Otoritem yetmiyor. Bana daha fazla yetki verin. Ben bu güvenlik sorununu çözeyim.’ İyi de bu güvenlik sorunu hukuki nedenlerden çıkmadı, gaflet ve dalaletten çıktı. Onun için Türkiye’nin hukuki sistemini, rejimini değiştirmeye gerek yoktur. O yeterlidir. Kaldı ki 15 yıl önce İŞİD terörüyle karşı karşıya değildik.  15 yıl önce FETÖ darbe teşebbüslerine girişmiyordu. Öyle bir gücü, takati, cesareti kendinde göremiyordu. 15 yıl önce PKK terörü bu düzeyde değildi. O zaman ne oldu? Aynı rejimle bu sorunlar yaşanmadığına göre burada mesele rejim değil, parlamenter sistem değil, sorun kötü yönetimdedir. O zaman aynaya bakmak gerekir yahut da muhalefetin sesine kulak kabartmak gerekir. Bizim söylediklerimiz doğruydu. Doğru konularda hükümeti uyardık.”

MİLLET’ VEKİLİ OLMAZ, ‘LİDER’ VEKİLİ OLUR

Anayasa değişikliğinin böyle bir ortamda gündeme getirildiğini belirten Hurşit Güneş, Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması durumunda vatandaşın parlamenter sistemi seçeceğini iddia ederek; “Sayın Recep Tayyip Erdoğan istiyor diye herkes o kürsüye çıkıp başkanlık sisteminin Türkiye için ne kadar süper bir şey olduğunu anlatıyor. Saraydaki ‘Ben vazgeçtim’ desin hepsi ‘Biz zaten istemiyorduk’ diye döneceklerdir. Kimse kimseyi aldatmasın. MHP’nin lideri de o istiyor diye desteklediğini alenen söylemiştir. Hukuka uymuyor ne yapalım, hukuku ona uyduralım. Bir insan hukuka uymadığı için hukuk değiştirilir mi? Böyle bir şey olabilir mi? Bu açıkçası bir cinnettir. Dolayısıyla biz parlamenter demokrasiye evet diyoruz. Biz parlamenter demokrasiye evet dediğimiz için istibdata veya istibdata özenen bir anayasa değişikliğine hayır diyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi parlamenter demokrasiye evetçidir. Türkiye parlamenter demokrasiye evet demelidir. Biz bu parlamenter demokrasinin daha iyi olabileceğini defalarca söyledik. CHP Milletvekilleri önseçimle çıkıyor. Biz demokrasiden yanayız. AKP’de Milletvekillerini Sayın Recep Tayyip Erdoğan belirliyor. Onlar bu durumda ‘Millet’ vekili olmaz, ‘lider’ vekili olur. Onun için de mecliste yanlış olduğunu bilmelerine rağmen, gönüllerine yatmamasına rağmen hepsi anayasa değişikliğine göstere göstere evet diyorlar. Gösterdikleri kişi kim? O beyaz pulu millete değil, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a gösteriyorlar. Bunun demokrasiyle hiçbir alakası yok. Önümüze getirilen demokrasiye karşı bir şeydir. Eğer bu anayasa değişikliğinin bütün maddeleri mecliste onaylanırsa, ben samimiyetle inanıyorum ki Türk halkı buna hayır diyecektir. Türk halkı kendi bekası için hayır demelidir” şeklinde konuştu.

YÖNETEN UZLAŞMA ARAYIŞI İÇİNDE OLMALI

Meclis’te yaşanan kavgaların hoş olmadığını ve bu tür olaylara az gelişmiş ülkelerin parlamentolarında rastlandığını ifade eden Hurşit Güneş, bu tür olayların önemli kararların görüşülmesinde yaşandığını hatırlatarak; “Batı parlamentolarında da tartışmalar ebette ki var ama böylesine saç saça baş başa görüntüler yok. Türkiye parlamentosunda büyük kavgalar ne zaman oluyor? Toplumsal gerginliğin çok fazla olduğu ve toplumun uzlaşamadığı konuların zorla parlamentodan geçirilmek istendiği zamanlarda oluyor. Demek ki zorla bir şey olmuyor. Uzlaşmak çok önemli bir şey. Parlamento konuşma yeri demektir. Parlamentoda birden çok parti olmasının nedeni, iktidardaki partiye iktidar süresi boyunca hata yaptığı zamanlarda diğer partilerin onları ikaz etmesi ve iktidarında dinlemesi içindir. Yöneten, mutlaka bir uzlaşma arayışı içinde olmalıdır. Eğer uzlaşma arayışınız yoksa demokrasi yok demektir. Bugün iktidarın Ana muhalefetle uzlaşma arayışı var mı? Dünyanın neresinde bir iktidar partisi yanına bir baston parti bularak anayasa yapmıştır? Anayasa böyle yapılmaz. Mutlaka ülkedeki parlamento içi ve dışındaki temel muhataplarla yapılır. Gerginlik yaratılıyor. Bu kadar gerginliği bu toplum kaldırmıyor. Toplum zaten terör yüzünden gergin. Parlamentoda gerginlik yaratacak zorla, cebren kendinize göre bir anayasal formatı çıkartmaya çalışıyorsunuz. Toplum bunu kabul etmiyor. Yapılan anketlerin hiçbirinde başkanlık sistemi çıkmıyor, halk bu sistemi istemiyor” çaıklamasında bulundu.

Load More Related Articles
Load More By admin
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

NOSAB’dan Eşitlik Politikası

Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi (NOSAB) tüm çalışanlarına adil ve eşit çalışma ortamını sa…