CHP Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir 10 Aralık İnsan Hakları Günü ile ilgili açıklamada bulundu. Türkiye’nin insan hakları konusunda karanlık bir tablo çizdiğini ifade eden Özdemir; “Bildirinin yıldönümünde ülkemizin tablosu; ne yazık ki OHAL gölgesinde demokrasinin, özgürlüklerin ve en temel insan haklarının bile hiçe sayıldığı, bu hakların güvencesi olan hukukun ve yargının ayaklar altına alındığı karanlık bir tablodur” dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir, 10 Aralık İnsan Hakları Günü ile ilgili olarak açıklama yaparak, Türkiye’nin insan hakları konusunda karanlık bir tablo çizdiğini ifade etti. Özdemir, özellikle OHAL sürecinde pek çok hak ihlalinin yapıldığını belirterek; “2. Dünya Savaşı’nın ardından dünya devletlerinin bireylere tanınan hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması konusundaki ortak tavırları neticesinde, 68 yıl önce bugün İnsan Hakları Evrensel Bildirisi kabul edilmiştir. Bildirinin yıldönümünde ülkemizin tablosu; ne yazık ki OHAL gölgesinde demokrasinin, özgürlüklerin ve en temel insan haklarının bile hiçe sayıldığı, bu hakların güvencesi olan hukukun ve yargının ayaklar altına alındığı karanlık bir tablodur” dedi. 14 yıldır giderek artan terör eylemleri sonucu ülkenin neredeyse her şehrinin terörize edildiğine dikkat çeken Özdemir; “Yaşanan terör eylemlerinde sayısız yurttaşımız öldü. Akademisyenler, gazeteciler tutuklandı, yayın organları kapatıldı. Medya tek sesli hale getirildi. AKP İktidarının yarattığı sözde ahlaklı toplumda 14 yılda bağımlılık, taciz, tecavüz, fuhuş ve cinayet Türkiye tarihinde hiç olmadığı kadar arttı. Eğitim sistemi, kendi kitlesini yaratmak isteyen iktidarın baskılarıyla dini ağırlıklı bir sisteme dönüştürüldü, başarı sıralamasında Türkiye son sıralara kadar düştü. 4+4+4 sistemi yüzünden okuldan uzaklaştırılan kız çocukları, çocuk gelin oldu. Çocukların tecavüzcüsüyle evlendirilmesi için yasal düzenleme girişiminde bile bulunuldu” diye konuştu.
KARANLIK BİR TABLO
“Beraber yürüdükleri bir cemaat, terör örgütü niteliğiyle darbe girişiminde bulundu” diyen Şadi Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Binlerce insan, kendi elleriyle açtıkları bankalara, sendikalara üye oldukları gerekçesiyle işinden oldu, ailesiyle birlikte açlığa mahkum edildi. Devleti yönetenler kandırıldı ama sıradan insanlar cezalandırıldı. Diğer cemaatlerle olan bağlar koparılmadı. Dini duyguları istismar eden bu cemaatlere, tarikatlara mecbur bırakılan çocuklar bu yurtlarda cinsel istismara uğradı, yanarak öldü. Ama o yurtlar hala kapatılmadı.” İç politikada yürütülen etnik ve mezhep temelli siyasetin dış politikada da yürütüldüğünü ve bütün komşularla ilişkilerin bittiğini ifade eden Özdemir; “Suriye konusunda yapılan ve yapılmaya devam edilen hatalar sonucunda Türkiye mülteci akınına uğradı. O mülteciler ve Mavi Marmara gemisinde ölenler üzerinden para pazarlığı yapıldı. Denetimsizlik ve iş bilmezlik yüzünden pek çok işçi öldü, fıtrat denildi. Cezaevlerinde tutuklular ağır işkenceye maruz kaldığı iddia ediliyor. Türkiye, Dünya Hukukun Üstünlüğü Endeksinde 102 ülke arasında 80’inci, Dünya Basın ve ifade Özgürlüğü endeksinde 180 ülke arasında 151’inci sırada yer aldı. Türkiye’nin insan hakları konusundaki karnesi AKP iktidarı döneminde budur. İnsan hayatının önemsizleştirildiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün katledildiği bu karanlık tablo karşısında tüm baskı ve zorlamalara rağmen Cumhuriyet Halk Partisi olarak insan hakları, demokrasi ve özgürlükler için mücadelemizi sürdüreceğiz. İnsan Hakları Günü’nü ancak bildiride yer alan maddelere uyulduğu, insanların yeniden barış ve huzur içinde yaşadıkları bir Türkiye olduğumuzda kutlayabiliriz ” açıklamasında bulundu.
