Sendika binasında düzenlediği basın açıklaması ile yeni eğitim-öğretim yılını değerlendiren Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker; 2016-2017 eğitim-öğretim yılının eğitimciler ve öğrenciler başarılı bir yıl olmasını diledi. Okullarda bütçe sorunun bir an önce çözülmesi gerektiğini işaret eden Numan Şeker, Bursa’da 2 bin 100 yardımcı hizmetli sayısının 630’a çekilmesinin okullarda hijyen ve temizlik noktasında büyük sıkıntı yaratacağına dikkat çekti.
Bursa yerelinde 577 bin öğrenci ve 30 bin öğretmenin Türkiye genelinde ise yaklaşık 18 milyonu aşkın öğrenci ve 950 bin öğretmenin sınıflarla buluşmasıyla 2016-2017 eğitim-öğretim yılı start aldı. Sendika binasında düzenlediği basın toplantısı ile yeni eğitim-öğretim yılıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunan Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şube Başkanı Numan Şeker, 2016-2017 eğitim-öğretim yılı, tüm öğrenciler için yeni bir heyecan, veliler için beklenti ve kaygı, eğitim çalışanları içinse bazı sıkıntı ve belirsizliklerle başlayacağının altını çizdi.
Yeni eğitim-öğretim yılına sıkıntılı bir atmosferde girildiğini ifade eden Başkan Numan Şeker, “Terörü, ideolojik hesaplar, egemenlik savaşlarının yeni aracı ve yöntemi olarak kullanan emperyalist odakların bölgemizi yapay kurgularla değişime zorlaması; siyasal, kültürel, sosyal sıkıntıları daha da ağırlaştırmaktadır. 15 Temmuz’da, asıl amacı işgal, kullandığı yöntem darbe olan kalkışmada bu sıkıntıları en ağır biçimde yaşadık. Her şeye rağmen geçmişimizden süzülerek varlığını sürdürmüş milli değerlerimizi ve kimliğimizi canlı tutmak, atılım gücünü muhafaza etmek, daha da geliştirmek için eğitim asla ihmal edilmeyecek, ertelenmeyecek milli meselemizdir. Değişimin yönünü, mahiyetini isabetli kavramak, millet olarak yarınlara daha donanımlı hazırlanmak için Milli Eğitim’e her zamankinden daha fazla önem ve öncelik vermemiz gereken dönemlerden geçiyoruz” dedi.
“AÇIĞA ALMALARDA MASUMLAR ZARAR GÖRMESİN”
Açığa alma ve ihraç süreçlerinde adil davranılmasının altını çizen Numan Şeker, “Masumların zarar görmemesinin mücadelenin en hassas tarafı olduğu unutulmamalıdır. Darbe girişimi sonrası alınan olağanüstü hâl kararı ve başlatılan soruşturmalar çerçevesinde uygulamaya konulan ‘açığa alınma/görevden uzaklaştırma’ tedbiri, suçluların ortaya çıkartılması, şüpheli ile masum arasında ayrım yapılabilmesi, ceza soruşturması ve idari incelemelerin sağlıklı yürütülebilmesi açısından yerinde ve gerekli bir işlemdir. Ancak kamu görevinden çıkarma gibi ağır hukuki sonucu olan bir işlemden evvel en azından bu kişilere masumiyetini ispatlama imkânı tanıyacak bir yolun tanınması gereklidir. Kamu görevinden çıkarılanlar arasında tek bir masumun dahi bulunmaması gerektiği hususu, en az FETÖ/PKK mensuplarının ve destekçilerinin kamudan ihracı kadar önemli bir konudur” diye konuştu.
“BURSA’DA ÖĞRETMEN EKSİKLİĞİ YAŞANMIYOR”
Bursa’da açığa alınmalardan ötürü okullarda geçtiğimiz yıla göre herhangi bir öğretmen eksikliğinin yaşanmadığını işaret eden Şeker, “Bursa’da bazı karşı sendikaların muhalif olmak adına yaptığı açıklamalara aldırış edilmemelidir. Onların her zaman olduğu gibi bardağa dolu tarafından değil; boş tarafından bakmaktadır. Zannedildiği gibi Bursa’da olağanüstü halden dolayı öğretmen eksikliği yaşanmamaktadır. Kentimizde bin 117 öğretmen görevden ihraç edilmiştir. Bu ihraçlar öğretmen açısından eğitim-öğretimi aksatmayacak şekilde norm fazlası öğretmenler tarafından ve iller arası özür grubuna bağlı yapılan atamalarla doldurulmuştur. Bu bağlamda kentimizde geçtiğimiz yıla göre herhangi bir öğretmen eksikliği yaşanmamaktadır” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE ‘ATAMA BEKLEYEN ÖĞRETMEN’ SÖZÜ TARİH OLMALI”
Sendika olarak ülkede ‘atama bekleyen öğretmen’ sözünü tarih olduğunu görmek istediklerini söyleyen Şeker, “Bir ülkede eğitim fakültelerinden mezun olup, atama bekleyen 300 binin üzerinde öğretmen adayı ve o ülkenin eğitim kurumlarında 100 binden fazla öğretmen ihtiyacı varsa, bu, bir çarpıklığın olduğunu göstermektedir. Söz konusu çarpıklık düzeltilmediği sürece sıkıntılar devam edecektir” dedi.
“TOPLUMDA ÖĞRETMENLİĞİN İTİBARI KORUNMALI”
Öğretmenlere karşı şiddetin okullarda yaygın bir sorun haline geldiğini söyleyen Numan Şeker, “Maalesef öğretmenlerimiz saldırılara karşı savunmasızdır. Eğitim-öğretim kurumlarında yeterli güvenlik tedbirleri alınmamakta, sorumluluk öğretmenlere ve yöneticilere bırakılmaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimcilere yönelik her saldırının sıkı takipçisi olmalıdır. Bakanlık, hukuk müşavirliği kanalıyla yargıya intikal etmiş davalarda kendi personelinin yanında olduğunu göstermeli; nerede duracağı belli olmayan bu şiddet olaylarının bir an önce son bulması için gereğini yapmalıdır” diyerek şöyle devam etti: “Öğretmenlerimiz, çocuklarımız ve gençlerimiz için ‘iyi insanın’, ‘güzel ahlakın’ canlı fotoğrafı olmak durumundadır. Sadece öğreten değil, değerleri yaşayan ve yaşatan bir kimlik olarak öğrencilerinin karşısına çıkmalıdır. Öğrencisi, insan olmanın değerini öncelikle öğretmenlerimiz üzerinden yaşamalıdır. Adil olmayı, işinin hakkını vermeyi, iş ahlakını, hakça paylaşmayı, birlikte yaşamayı ve huzuru birlikte oluşturmayı, sınıfta ve okulda öğretmenimizden görmelidir. Böylesi bir öğretmen profili için öncelikle öğretmenimizin toplumdaki saygınlığının ve itibarının, bu hedef doğrultusunda oluşması ve korunması gerekiyor.”
“OKULLARIN BÜTÇE SORUNUNA ÇÖZÜM GETİRİLMELİDİR”
Ülkemizde okullara bütçe verilmemesi nedeniyle yaşanan problemlere köklü çözüm getirilmesi gerektiğinin altını çizen Şeker, “Okulların zaruri harcamaları için okul aile birliklerince üretilmeye çalışılan çözümlerin yetersiz kaldığı görülmelidir. Okul yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Merkezi bütçeden, öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemine son verilmelidir” dedi.
“BURSA’DA HİZMETLİ SAYISININ DÜŞÜRÜLMESİ OKULLARDAKİ TEMİZLİK VE HİJYEN AÇISINDAN DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR”
Bursa’da bütçe verilmemesine bağlı olarak okullarda personel görevlendirilme sayısının 630’a düşürüldüğünü hatırlatan Şeker, “Geçen yıl İŞKUR ve belediyeler tarafından Bursa’da 2 bin 100 yardımcı personel görevlendirilmişti ama maalesef bu yıl bu görevlendirme sayısı 630’a çekildiğini gördük. Ulu şehir Bursa’da okulların temizliği ve hijyenik ortamların oluşması bakımından büyük bir sorun oluşturacaktır. Çünkü geçtiğimiz yıl okulunda 3 hizmetli personel çalıştıran okul müdürü, bu yıl 1 hizmetli çalıştıracak. Bu konuda acilen ÇSGB, İŞKUR ve belediyeler ortaklaşa en az geçen yıl ki çalışan sayısının tekrar görevlendirilmesi noktasında gereken yapılmalıdır. Aksi takdirde Bursa’da okullarımızı büyük bir kaos beklemektedir” diye konuştu.
“SÖZLEŞMELİ ÖĞRETMENLİĞE YENİDEN DÖNMEK TECRÜBEYİ HİÇE SAYMAKTIR”
Geçmişte 70 bin civarında sözleşmeli öğretmen istihdam edildiğini hatırlatan Numan Şeker, sözleşmeli öğretmenlik uygulamasına yeniden dönmek tecrübeyi hiçe saymak olacağını belirterek, “Eğitim kurumlarında kadrolu/sözleşmeli şeklinde ortaya çıkan ayırım; maalesef kurum içi çalışma barışını bozmuştur. Bu uygulama öğretmenlerin verimliliğini düşürmüş, aynı niteliklere sahip ve aynı görevi ifa eden insanlar arasında bir nevi kast sistemi oluşturmuştur. Bu nedenle sözleşmeli öğretmenlik uygulamasının bizzat kendisinin doğurduğu olumsuzluklar tecrübeyle sabit iken, şimdi 668 sayılı KHK ile getirilen düzenleme daha büyük sakıncalara neden olacaktır” şeklinde konuştu.
“YÖNETİCİLERİNİN STATÜSÜNE UYGUN OLARAK HAKLARI DA GENİŞLETİLMELİDİR”
Eğitim kurumları yöneticilerinin statüsüne uygun olarak haklarının genişletilmesi gerektiğini ifade eden Şeker, “Eğitim kurumlarına ilişkin yönetmelikleri başta olmak üzere bakanlık mevzuatı, eğitim kurumu yöneticilerine; pek çok sorumluluk yüklemiş olmasına rağmen yöneticilerin gerek yetkilerinin gerekse mali haklarının yetersiz kaldığı görülmektedir. Yöneticilik görevine bağlı ek ders ücretlerinde artışa gidilmesi, okul türüne ve okulun bulunduğu eğitim bölgesinin, sosyo-ekonomik şartları dikkate alınarak ilave ek ders ücreti ödenmesi, yöneticilerin bakanlığın taşra teşkilatına ait araç, gereç, malzeme ve sair ekipmanı kullanma hakkı verilmesi, çalışma koşulları ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, çalışma saatleri başta olmak üzere çalışma koşullarını eğitim kurumu özelinde kurum içinde belirleyebilmeleri, yöneticilik görevinin sona ermesi halinde bulundukları eğitim kurumunda öğretmenlik görevlerine devam edebilmeleri gibi imkânlar getirilmelidir. Aksi halde her yeni mevzuat değişikliğiyle artan sorumluluğa nazaran; mali ve sosyal hakları ile yetkileri yerinde sayan yöneticilik pozisyonları için bakanlığın, yönetici adayı bulmakta zorlanacağı bir durumla karşı karşıya kalması kaçınılmazdır” diyerek sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Eğitim-Bir-Sen Bursa 1 Nolu Şubesi olarak, yeni eğitim-öğretim yılının eğitim çalışanlarına, milletimize hayırlar getirmesini; özgür millet, bağımsız devlet düsturuyla geleceğimizin inşasında en büyük payı hakkıyla icra etmesini diliyoruz.”