Yıllardır bilgiyi alış ve işleyiş şeklimiz, ruhsal yapımız, zihinsel süreçler öğrenme isteğimi artırdı. Her bilgiyi sorgularken temelde ‘GERÇEK nedir?’ sorusuna yanıt aradım. Amacım varoluşu anlamak ve insan olmanın hakkını vermekti.
Önce beynin yapısı, zihinsel süreçler, Kuantum düşünce gücü, enerji derken; gördüm ki gerçek bizim algıladığımızdan başka bir şey değildi.
Tek gerçek; muhteşem bir YARADAN ve yaradılışın varlığıydı. Aslında bilim manevi ilim ve dini bilgilerle örtüşüyordu.
Hepimiz bütün evren bir enerji denizinde enerji formlarıyız. Her ne algılıyorsak gerçek adına; sadece belirli bir frekansta elektriksel bir kopyadır.
Her şey beyinde başlar, beyinde biter. Zihinsel faaliyetler, bilinç, bilinçaltı programı çok önemlidir. İnsan düşünce gücüyle imkansızı bile başarabilir. Bilgisayar gibi bilinçaltındaki virüslerden kurtarıp temizleyebilir, program yükleyerek, geleceğe uyarlama yapabilir.
Düşünce bir enerji biçimi olduğuna göre ÇEKİM YASASINI kullanarak hayatımıza istediğimiz her şeyi çekebiliriz.
Evrenin gerçeklerine sadece bu açıdan bakıp da ‘İNSAN İSTERSE BEYNİNİ ÇOK ETKİLİ KULLANARAK İSTEDİĞİ YAŞAMI YAŞAYABİLİR’ dersek eksik söylemiş oluruz.
Zihni bütünleyen BEDENİ de işin için katmalıyız. Örneğin sadece düşünce ve beyin işlevlerini tam yapıp ta vücuttaki enerji düğüm noktalarındaki tıkanıklık yüzünden depresyonda olan çok kişi gördüm. Her şeyi biliyor, kabul ediyor onaylıyor ama bedenine önem vermiyorlardı. ‘Beynim böyle karar verdi’ deyip vücudun içsel sesine kulağını tıkayıp kendi içinde ikilem ve kavga yaşayan insanlar tanıdım.
Bu nedenle beden ve zihin uyumu, birlikteliği çok önemlidir.
İkisine de önem verdik yaşamımızda her şey tam ama RUHSAL BÜTÜNLÜK yoksa beden ve zihin bütünlüğü de mutluluk için yetmez. Örneğin çekim yasasını çok iyi biliyorsunuz ve hayatınıza çok miktarda parayı çektiniz. Zihin, beden de sağlıklıydı, zengin de oldunuz. Bununla birlikte bu zenginliği, sağlığı ve muhteşem zihni taşıyacak ruhsal olgunluğa erişmemişseniz bütün kazanılanlar geldiği gibi gider. Bütün bunlara doyamadığınız için ruhsal boşluk daha da artar.
Bu bütünselliğin önemini yaşanmış bir örnekle açıklayabiliriz:
Genç bir adam telekinetik niteliklerini düşünce gücünü kullanarak arttırmak ister. Düşünceyle her şeyin yapılabileceğine inanarak günde en az sekiz saat de çalışarak kendini bu işe adar. Yetenekleri öyle gelişir ki kolunu kapıya uzattığı anda kapı kendiliğinden açılır.
Bir süre sonra kapıyı açmayı düşünmediği halde bile, kapı kendiliğinden açılmaya başlar. Her şey kendiliğinden hareket ederken kontrolünü ve dengesini iyice kaybeder. Bir süre sonra psikolojik yardım alır.
Doktor nörolojik araştırma sonucunda beynin normalde aktif olmayan sinapslarındareflex olarak kendiliğinden enerji alış verişinin yapıldığını gözlemler.
Bu genç iyi niyetle başladığı beyin geliştirme gücünü tek taraflı ruhsal ve bedensel uyum olmadan, belli bir olgunluğa gelmeden yaptığı için ruhsal durumunu bozmuştur.
Büyük güç, büyük sorumluluk getirir. Kontrol edilemeyen güç güç değildir. Elbette bu bakış açısıyla amacım zihinleri daraltmak değildir. Tam tersine gelişim ve değişimi destekliyorum. Ancak ne yaparsak yapalım, bilimin ışığında, yaradana güvenerek, hayırlısını yapalım. Her zaman UYUM VE DENGEYE dikkat ederek yapalım diyorum.
Hayatta herkes aynı dersleri alacak, herkes aynı deneyimleri yaşayacak diye bir kural yoktur. Herkes büyük yaşam amacı doğrultusunda özgür irade ve seçim hakkını kullanarak yaşamı deneyimleyip ruhsal olgunluk ve bütünlüğe erişir.
Bu muhteşem olgunluk yolculuğunda da zihni ve bedeni sağlıklı kullanıp zevkle yaşamı deneyimlemek en büyük ödül olacaktır.
Bu nedenle;kuantum felsefesini, NLP ve zihinsel süreçleri, düşünce gücünü, enerjinin önemini ve diğer bedensel, ruhsal bilgileri de özümsemek gerekir.
Amacım, mutlu ve başarılı bir yaşamın sizin için çok uzaklarda olmadığını sizlere hatırlatmaktır.
İlgilenen ve okuyan herkesin kendi yaşamında da bu amaca ulaşacağına tüm kalbimle inanıyorum.
ZİHİN VE BEDEN DENGESİ VE UYUM İÇERİSİNDE DENEYİMLEDİĞİNİZ RUHSAL YOLCULUKTA HERŞEYGÖNLÜNÜZCE OLSUN!
