Bursa ve Türkiye ekonomisine büyük katma değer sağlayan üyeleri ile sivil ekonomik toplumda güç birliğinin ifadesi olan Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin (BUSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, son günlerde önemli bir tartışma konusu haline gelen asgari ücretin 1.300 TL’ye çıkarılması ile ilgili açıklama yaptı. Söz konusu açıklama şu şekilde;
“Asgari ücret ile ilgili seçim vaatlerinin gerçekleşebilmesi adına gerek iç piyasadaki, gerekse dünya piyasalarındaki atmosfer çok da uygun değil. OECD küresel ticaretteki yavaşlamadan dolayı küresel ekonomik büyüme tahminlerini %3’ten %2,9’a indirdiğini açıkladı. OECD baş ekonomisti Catharine Mann, küresel ticaret ve küresel büyümenin “El ele yürüdüğünü”, bu nedenle küresel ticaretteki gerilemeden endişe duyduklarını ifade etti. ABD’de Ekim ayı yeni yaratılan istihdam verilerinin (271 bin kişi) tahminlerin (185 bin kişi) üstünde gelmesi, FED’in faiz artırımı tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Ekim ayı itibariyle işsizlik oranının %5’e gerilemesi nedeniyle FED’in Aralık ayı toplantısında faiz artırımına çok yakın olduğu dile getiriliyor.
Avrupa Komisyonu, Fransa ve İspanya’nın bütçe açığı hedeflerini aşması nedeniyle alarma geçti. AB’nin en büyük ekonomisi Almanya’da sanayi üretimi Eylül ayında bir önceki aya göre %1,1 oranında geriledi. Beklentilerin %0,5 artış yönünde olduğu sanayi üretiminin, gelişmekte olan ülkeler ve Çin ithalatındaki düşüşten dolayı gerilediği belirtiliyor. Avrupa Komisyonu yayınladığı raporda, Avrupa’ya gelen yaklaşık 3 milyon göçmenin 2020 yılına kadar ekonomik büyümeye %0,3 civarında katkı yapacağını açıkladı. Çin’de Ekim ayı dış ticaret verileri olumsuz bir görünüm sergiledi. İhracat bir önceki yıla göre %6,9 oranında gerilerken, ithalat ise %18,8 oranında geriledi. 12 aydır üst üste gerileyen ithalat, Çin yetkilileri tarafından iç tüketimin daralıyor olabileceği şeklinde yorumlandı.
Kredi derecelendirme kuruluşu Standard&Poors Türkiye’nin kredi notunu BB+ olarak teyit etti, kredi görünümünü ise negatif olarak korudu. S&P yayınladığı notunda, ilerleyen yıllarda Türkiye’de bankacılık sektöründe düşük borçlanma akışlarının kredi borçlanmalarını azaltacağını tahmin ettiklerini açıkladı. S&P, bu nedenden ötürü 2011-2014 döneminde ortalama %4,5 olan büyümenin ise 2016-2018 döneminde ortalama %2,7 seviyesinde olacağını öngördüklerini ifade etti.
Tüm bu verileri değerlendirdiğimizde tasarrufların yetersizliği ve cari açığı telafi edecek sermayenin belirsizliği ön plana çıkmaktadır. OVP’de belirtilen büyüme rakamlarını değerlendirdiğimizde ise Türkiye’nin kırılgan görünümünün devam ettiği görülmektedir. Türkiye’de bugün alınacak reform kararlarının olumlu geri dönüşlerinin uzun yıllara dayanacağı, seçim vaadi olarak verilen sözlerin geçici memnuniyete sebep olurken iş dünyasına önemli zararlar vereceği görüşündeyiz. Uygulamaların bu değerlendirmeler üzerinden yapılarak sanayicinin yükünü artırmamak ve yatırım – büyüme iştahını kapatmamak gerektiğini düşünüyoruz.”
