
♥ Bilmeden, “Biliyormuş Gibi” Yapanlar!
♥ Kendi beynini; ‘Eğitici ve Öğretici’ olmayan Türk dizileriyle dolduranlar!
♥ Siyasilerin; birkaç etkileyici cümle ezberleyip, sunumda kendini bilgili göstermek daha değerli hale gelmiş durumda olmaları!
♥ Algı temelli iknayı, bilgi temelli değerlendirmenin önüne geçiren TV konuşmacıları!..
♥ Enflasyonda sıkılığın süreceği algısı yaratılsa da beklentiler enflasyondaki düşüş sürecinin takılmadan sürebileceğini göstermekte…
Yani Algıyla toplumu yönlendirenler!…
Bu örnekler, günümüz toplumunda anlam yerine izlenim üretmenin temel başarı ölçütü haline geldiğini göstermektedir.
Dolayısıyla akıllı ve çağdaş bir birey gerçeği gördü.
Ve İNANMADI!
Neydi O?
1900’lerin başında Almanya’da bir öğretmen, Hans isimli bir ATIN aritmetik işlemler yapabildiğini, tarih sorularına cevap verebildiğini ve hatta müzikten anladığını iddia etti.

Akıllı AT- Hans, kendisine sorulan sorulara ayağını yere vurarak cevap veriyordu.
Örneğin “2 + 3 kaç eder?” diye sorulduğunda, beş kez yere vuruyordu.
Ancak daha sonra yapılan bilimsel araştırmalar, Hans’ın aslında hiçbir işlem yapmadığını ortaya çıkardı. İncelemeler atın soruları anlamadığı, yalnızca insanların beden dili, yüz ifadeleri ve farkında olmadan verdikleri küçük ipuçlarından ne zaman durması gerektiğini anladığını gösteriyordu.
İnsan oğlu; “Akıllı At Hans” gibi, gerçeği anlamadan da doğru tepkiyi verebilmektedir.
Yani bilgiye sahip olmadan, bilgiye sahipmiş gibi görünmek mümkündür.
Maalesef; Bir ASIR öncesi, Akıllı AT-Hans bir zamanlar sadece bir atın hikâyesiydi, bugünse bir çağın tanımı-hastalığı haline geldi.
Yani AT- Hans’ın gösterdiği şey zekâ değil, algıydı.
Gerçekte anlamadığı halde, çevresindeki insanlardan aldığı bilinçsiz sinyaller sayesinde doğru cevap veriyor gibi görünüyordu.
Başka bir deyişle, zeki görünüyordu ama değildi.
Aynı durum toplumda da görülüyor.
Artık bilgi, bir şeyi gerçekten anlamak için değil, doğru görünmek için kullanılıyor.
Örneğin, bir konuyu gerçekten anlamak yerine, birkaç etkileyici cümle ezberleyip sunumda kendini bilgili göstermek daha değerli hale gelmiş durumda.
Siyasette de tablo farklı değil.
Birçok kişi gerçeği bilmeden, “biliyormuş gibi” davranıyor; çünkü sistem, içeriği değil sunumu ödüllendiriyor.
Bu yaklaşım, bilginin değeri yerine algının gücünü öne çıkarıyor.
‘Büyük Atatürk, Aziz Atatürk, Ölümsüz Atatürk’

Bugün, ölümünün 87’nci yılında sevgili Ata’mızı, gericilere, tutuculara, yobazlara inat büyük bir minnet ve özlemle anıyoruz.
