Türkiye’de 250 bin kullanıcısı olan yapay zeka, 1956 yılında Dartmouth Konferansı’nda kullanılandı.
Yapay zeka (AI – Artificial Intelligence), insan zekasını taklit eden bilgisayar sistemleri veya makineler anlamına gelir.
Bilgisayarlar, yazılımlar ve robotlar bu tür sistemlerin örneklerindendir.
Sağlık, eğitim, ulaşım, konaklama ve üretim gibi birçok alanda devrim yaratan yapay zekanın gelişimiyle birlikte, günlük hayatımızda daha fazla yer alması, iş süreçlerini optimize etmesi ve daha verimli bir dünya yaratması bekleniyor.
Ancak, gelecekte yapay zekanın etik ve güvenlik konuları daha fazla gündeme gelecek.
Yapay zeka, insan yaşamını derinden etkileyen bir teknolojik devrimdir.
Geçmişten günümüze sürekli gelişen bu teknoloji, gelecekte hayatımızda çok daha büyük bir yer tutacak.
Avantajları kadar dezavantajları da tartışma konusu olan yapay zeka, dikkatli ve etik kullanımla insanlık için büyük fırsatlar sunabilir.
Avantajları:
-Verimliliği artırma,
-İnsan hatasını azaltma,
-Zaman tasarrufu sağlama,
-Yeni Keşiflere yardımcı olabilir.
Dezavantajları:
-İşsizlik riski ortaya çıkabilir.
-Gelişmiş yapay zeka sistemlerinin oluşturulması yüksek maliyet gerektirir.
-Güvenlik ve gizlilik konularda endişelere yol açabilir.
-Yanlış kullanıldığında, yeterli kontrol sağlanmadığında öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir.
Anadolu Ajansı manşeti: “Teknolojinin yeni tehdidi yapay zekâ sevgili” yazıyordu.
Ayrıntıda yer alan bilgiler ise şöyle derlenmişti:
Uzmanlar, “yapay zekâ sevgili” uygulamalarının kullanımının Türkiye’de arttığını belirterek, veri gizliliği ihlali, duygusal bağımlılık gibi risklere karşı uyarıda bulundu.
Kullanıcılar, duygusal bağ kurulması amacıyla modelleştirilen “yapay zeka sevgili” uygulamalarında oluşturacakları avatarların saç ve göz rengini, boyunu, kilosunu, giyim tarzını ve hatta ses tonunu kişiselleştirebiliyor.
Yapay Zeka Politikaları Derneği’nden Dinçer Karaca, söz konusu uygulamalara ilişkin yaptığı değerlendirmede,” yapay zekanın insanların duygu durumlarını analiz ettiğini ve kendini sürekli geliştirdiğini” belirtiyor.
Ama kimse birbirinin ne düşündüğünü umursamıyor.
Varsa yoksa ‘ben!’.
Düşünsenize senin zekânın yapayı bile kendini sürekli geliştiriyor, sende tık yok.
Maalesef; seçmenin görev verdiği Milletvekillerine: “Git, benim düşüncelerimi benim için savun, çalış!” dediği ve onunda birkaç ay önce eleştirdiği, yerden yere vurduğu iktidara ansızın geçiş yapabiliyor…
Bakın kongrelere!
Robotlaşıyoruz, robotlara âşık oluyor, robotlardan medet umuyor olabilir miyiz?