Dünyada iki toplum var.
Biri en çok zengin kesim.
İkincisi en yoksul kesim.
Buna en yakın örneklerini her gün TV’lerden canlı izlemekteyiz.
Bazı Müslüman kardeşlerimiz bu yazdıklarımı ‘hayal ürünü’ diyebilir. Ama gerçeğe çok yakın şeyler olduğunu görecekler…
Dünyanın en zenginlerinden Başkan Trump’ın Şarm el-Şeyh’te imzalanan Gazze barış deklarasyonundan sonra eve dönerken Air Force One uçağından İsrail Başbakanı Netanyahu’yu telefonla arar:
- ”Silah gücüyle kazanabileceğimiz her şeyi kazandınız. Şimdi o zaferi barışa çevireceğiz.
İsrail ordusu Gazze’de askeri olarak elde edebileceği her şeyi elde etti. Tüm rehinelerini geri aldın. Taviz bile vermedin. Ne toprak, ne egemenliğinden tek parça bir gitti.
Gazze’yi sen yıktın, ben inşa edeceğim, parayı da Araplar verecek. İlk etapta 53 milyar dolar sözü aldım, ikinci turda o parayı 100’e çıkartırım. Suudiler, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt…
Hepsi çok zengin. Kesenin ağzını açacaklar.
Altyapıyı bölge şirketleri, üst yapıyı bizimkiler yapar. Filistinliler evden inşaata çalışır;
Boşuna mı Türkiye’nin askeri gücünü sürekli övüyorum!
İsrail Gazze’den çekilirken, o boşluğu kim dolduracak?
Herhalde bizim Coni’ler, Hanslar, Samlar değil…
Uluslararası İstikrar Gücü diye bir kuvvet kurduruyorum.
Barış Gücü olarak Gazze’de görev yapacak.
Hepsi Müslüman…
Ama komutanları bizim ABD’li oramiral olacak. Hani şu ortak Kürt dostumuz Mazlum Abdi’yle görüşen komutan…
Karargahları da sizin Kudüs’te yer alacak. Askerler, Gazze’de devriye atıp asayişi sağlayacak. Hamas milislerinin sınırınızdan sızmasını engelleyecek. Yani İsrail askeri bir daha Gazze’ye ayak basmayacak ama sınırınızda da bir tane tüfek patlamayacak.
Askerinizin burnu bile kanamayacak artık.
Mis gibi, değil mi?
Silah gücüyle kazanabileceğin her şeyi kazandın.
Şimdi kılcalları parayla açıyoruz.
Bedeli kim ödüyor?
Körfez.
Nöbeti kim tutuyor?
Barış Gücü.
Bibi (Netanyahu) Senden beklenen ne?
Sakinlik. Bibi. Şimdi kapatıyorum.
Savaşı zaferle bitirdin; barışı da işi bilenlere devrettin.
Uyu artık; sınırda nöbet tutan var. “ Demiş.
Hatırlayın! Gazetelerde boy boy resimler vardı…
Tatil köyleri, resortlar, yapay adalar, limanlar, özel sanayi bölgeleri…Gazze neden bir Dubai, bir Singapur, bir Monako olmasın?
Bugün, 17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü.
Yoksul, hayal kumaya devam ederken; bunların da takkeleri düştü, maskeleri indi, çirkin suratları bir kez daha ortaya çıktı!