
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanımız Mustafa Bozbey ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Tarih Öncesi Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Karul (Kazı Danışmanı) ile Bursamızın 8500 yıl öncesine doğru bir yolculuğa çıkıyoruz.
Aktopraklık Höyük Arkeopark ve Açık Hava Müzesi’nin dününü, bugününü ve tarihi alanı gelecekte nelerin beklediğini Başkan Mustafa Bozbey ve Kazı Danışmanı Prof. Dr. Necmi Karul sizin için anlatıyor.
Alan üzerinde yaptığımız gezide; Aktopraklık Höyük’teki arkeolojik araştırmalar, yerleşik ve besin üretimine dayalı yaşam biçiminin Kuzeybatı Anadolu’da nasıl ortaya çıktığı, bu bölgedeki ilk düzenli köy yerleşiminin ayrıntıları ele alınıyor.
Ayrıca Aktopraklık’ın bir arkeoloji okulu ve deneyim alanı olarak gördüğü işlev, kültürel sürdürülebilirlik konusunda önemli bir katılımcılık örneği olması, Uluslararası Kültürel Sürdürülebilirlik Konseyi’nin (GSTC) Turistik Çekim Merkezleri Kriterleri için başlatılan uyum süreci çalışmaları ve bölgedeki zeytinliklerin tarihsel önemi de Başkan Mustafa Bozbey ve Kazı Danışmanı Prof. Dr. Necmi Karul tarafından dile getiriliyor.
Aktopraklık Höyük Arkeopark ve Açık Hava Müzesi Hakkında
2004 yılında, Bursa ili Nilüfer ilçesi sınırları içerisinde bulunan Akçalar Mahallesi’nde İstanbul Üniversitesi Tarihöncesi Arkeoloji Anabilim Dalı tarafından Bursa Arkeoloji Müzesi adına başlatılan kurtarma kazıları, 2007 yılında İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Necmi Karul başkanlığında süreli kazıya dönüştürülmüştür. Uzun süreli saha çalışmaları sonucu gün yüzüne çıkartılan buluntular, 2015 yılında Aktopraklık Höyük ve Arkeopark Açık Hava Müzesi çatısı altında ziyarete açılmıştır.
Arkeopark; Neolitik, Kalkolitik ve erken Roma dönemlerine ait kazılar sayesinde ulaşılan bilgilerden yola çıkılarak oluşturulan canlandırmalar ile ziyaretçileri bilgilendirmeyi hedeflemektedir. Bu dönemlere ek olarak Osmanlı Dönemi’nden günümüze kadar kullanılan evlerin geleneksel kullanımları önplana çıkartılarak sergilendiği Arkeopark, Bursa’da bin yıllardır Süreyya kültürel sürekliliğin canlı bir tanığıdır. Tüm bu dönemlere ait deneysel arkeoloji atölyelerine de ev sahipliği yapan kültürel miras alanı, açıldığı günden itibaren her yaştan yüzlerce ziyaretçiyi ağırlamıştır.