
Bayram üstü:
Enflasyon indirilemezken,
İşsizlik düşürülemezken,
Petrol, doğalgaz ve elektrik fiyatları tavan yapmışken,
Ülkede yoksulluk, artmışken…
Zamlar, ağır vergiler, enflasyon ve pahalılıktan perişan olan millet “Kemer sıkarken” ,
Dar gelirli “Zor durumda” iken,
“Eşit ücrete eşit zam” isteyen bazı sendikalar, gazete manşetlerini doldururken…
Üniversite mezunu asgari ücretin biraz üstende maaş alırken, bazı belediye işçileri anormal ücret almaları doğru mu?
Bu günler de dalga üstüne dalga belediyelere geliyor ve bu dalgalar ne hikmettense hep ana muhalefet sahillerini dövüyor!
İktidar sahillerine vuran tek dalga yok!
Ve iktidarın inandırıcılığı sorgulanıyor.
Kendi seçmen kitlesinin yoğun olduğu bölgelerde bile “Neden, niye, nereye kadar” soruları yükseliyor. “Söyleyecek sözüm, derdim var” diyerek muhalefetini dile getirenlere, gençlere cezaevleri yollarının gösterilmesine karşı duruş artıyor.
Bunların hepsi, seçimlerde halkın oylarıyla göreve gelmiş Belediye Başkanları…
İktidar, seçilmiş-meçilmiş dinlemiyor, şafak operasyonları dalga dalga devam ediyor.
Peki, halk ne diyor bunlara?
Bu gözaltına almaların, tutuklamaların, hapse atmaların haklı olduğuna inanıyor mu?
Hayır, inanmıyor!
Vatandaşların büyük bir bölümü, tüm bu yapılanların hukukî değil, siyasî olduğu inancında!
Araştırmalar, iktidarın bu operasyonlarla puan kaybettiğini gösteriyor.
Sahi, bu yanlışları iktidara kim yaptırıyor?
Faizler; yüzde 42.5’den yüzde 46’ya çıkartmış.
Bu durumda ekonominin toparlandığı söylenemez!
Fiyat artışları insafsızca devam ediyor.
Üretim yetersiz…
Sanayi durgun…
Şirketler zor durumda…
İflas haberleri artıyor…
Yabancı yatırımcılar gelmiyor…
Yerli yatırımcılar bile Mısır, Romanya gibi ülkelere kaçıyor.
Neden bütün bunlar?
Hukuksuzluktan, adalet yokluğundan değil mi?
Bilindik, sıkıcı klişe deyişlerden biri de “Dalga denizde olur”.
Dalga geçmek anlamına da gelir.
Milletle ‘dalga mı’ geçiliyor?