
Günümüzde; “ekonomik kriz var, yoksulluk var, açlık var” diyenler çoğunlukta.
Tam şu anda; ‘paylaşma ve dayanışmanın’ ne kadar önemli olan atasözlerimizden bazılarını hatırlamamız gerekir diye düşünüyorum.
“Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
Ne verirsen elinle o gelir seninle.
Dost kara günde belli olur.
Ekmeğini yalnız yiyen yükünü dişiyle kaldırır.
Az veren candan, çok veren maldan.
El eli yıkar, iki el de yüzü…”
Sosyo – ekonomik sıkıntılarıyla karşı karşıya kalan dar ve sabit gelirli insanlarımıza bir katkı sağlamak ve toplumsal dayanışmayı güçlendirmek için:
Askıda ‘simitle’ başladık.
Askıda ‘Ekmek’.
Askıda ‘Ramazan pidesi’.
Askıda ‘Çorba’.
Askıda ‘Fatura’.
Askıda ‘Giysi’.
Askıda ‘Kömür’.
Askıda ‘Kırtasiye’.
Şimdi de iktidar ortağının ‘Askıda 9 Gülek Buğday Projesi’ başlattığını gördük.
Bu düşüncelerle dar ve sabit gelirli, asgari ücretle ve emeklilikle geçimini sağlayan bu vatanın evlatlarının çocuklarının beslenmelerine katkı sağlamak çiftçilerimizin görevi olduğunu da unutmayalım!..
Market ve pazardaki bu enflasyonist fiyatlar; bu mübarek ay da ne sahurun, ne iftarın tadı tuzu olmaz. Hiç olmazsa şu mübarek ayda fiyatları düşürün diyenler çoğunlukta!
“Bazen bir şeyin değeri,
Ona ulaşarak ne kazandığıyla değil,
Ona ulaşmaya çalışırken nelerden ödün verdiğiyle belirlenir.”