
Türkiye’de 15-29 yaş arasındaki 4,7 milyon genç ne eğitimde ne de istihdamda yer alıyor. Türkiye, genç nüfusun geleceğine dair alarm veriyor.
Erkeklerde bu oran %15,5 iken, kadınlarda %36,4’e kadar çıkıyor.
AB ülkelerinde 15-29 yaş grubunda ev genci oranı ortalama yüzde 18.
Türkiye’de yüzde 35,6 civarında.
Avrupa’da bu farkın en yüksek olduğu ülke Türkiye.
Sayıları da artıyor.
Araştırmalara göre, Türkiye’de eğitime devam eden gençlerin en az %53’ü yurtdışında yaşamak istiyor.
Bu durum, ülkede uygulanan politikaların gençlerin hayallerini gerçekleştirmesini engellediği, ekonomik kriz, eğitim sistemindeki problemler, işsizliğin yüksek oluşu en etkili sebepler.
Türkiye’nin ciddi bir beyin göçü tehdidiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor.
İngilizce NEET (Not in Education, Employment or Training) olarak adlandırılıyor.
Türkçesi; ‘Ne eğitimde, ne istihdamda’ diye çeviri yaparız.
Onlar Türkiye’de ne eğitimde ne de istihdamda yer alabilen gençler…
Bu yüzden eve kapanıyorlar, onlara ‘EV GENCİ’ deniyor.
Peki hayatının en enerjik yıllarını, kabına sığamadığı günlerini evde ne yaparak geçiriyorlar?
Bir kere bir kısmı iş bulamadığı için yüksek lisansa başvuruyor.
Üniversite mezunu olanlar ise; iş aramak için başvurduğu yollarda umutsuz şekilde eve dönüyor. Dayısı olmadığı için eve kapanmak, anne baba parasıyla yaşıyor.
Genelde ailede de olmadığı için üstünden eşofmanını çıkarmadan, annesinin izlediğini izleyerek gün geçiriyor.
O kadar çok üniversite var ki, herkes neredeyse üniversite mezunu.
Sanayici de durumdan mutsuz.
Eskiden meslek liseleri mezunları ara eleman açığını kapıyordu, şu anda o da yok.
“Üç kuruş kazanıp, yollarda sürüneceğime oyun oynar, günlüğümü çıkarırım” diye düşünüyorlar. O kadar çok bahis oynayan var ki, inanamazsınız!
Metroda, otobüste, şöyle bir gençlerin kafalarını kaldırmadıkları telefonlarıyla ne yaptıklarına göz atın, anlayacaksınız!
Bir yerden bir yere gitmenin bile epey para tuttuğu büyük şehirde psikiyatristlerin kapısı gençler tarafından çalınıyor.
Sizce bu kadar ev gencinin olduğu bir ülkede gelecekten bahsetmek fazla iyimserce değil mi?
“Türkiye eski Türkiye değildir.” Diyenlere:
Moralleri bozuk, güven bunalımı yaşayan geçlerimizi yeniden kazanmak, onların hayallerine yakışan bir Türkiye inşa etmek zorundayız!
Alarm zilleri çalıyor, bu sorunu halletmemiz şart!