
Yeni bir yıla girerken garip bir başlık attım.
Mutsuz, dar gelirli ve emeklileri düşünerek bu yazımı kaleme aldım.
Fakir olan Suriye ve sorunlarla dolu bir ülke düşünün ki, o ülkeyle tam 911 kilometrelik sınırınız var.
Milyonlarcası; Türkiye dahil bir sürü ülkeye göç etmiş, yeni hayat düzenini oralarda kurmuş.
Şu anda; ülkede kimin eli kimin cebinde belli değil.
Yatırım yok.
Kamu düzeni derseniz o hiç yok.
İşte böyle bir Suriye ile komşuyuz ve onun büyük ağabeyliğine soyunmuş gibi görünüyoruz.
Bizim sevimli yandaş medyamız, her gün haykırıyor:
‘Suriyeliler dönüşe geçti. Üç haftada 200 bin kişi sınırdan geçip kendi ülkesine döndü!’
Abartı ve yalanlar böyle başlatıldı.
Hemen ardından ikinci yalan kampanyası devreye sokuldu:
“Barışa hasret olan Suriye’de hiçbir olay çıkmıyor. Herkes son derece mutlu!’
Fakat gel zaman git zaman, bizim yandaş medya tarafından üfürülen renkli rüyaların palavra olduğu ortaya çıktı.
Medyadan izlediğimize göre; Suriye’de çatışmalar başladı.
Ne zaman biter, nasıl biter bilinmiyor.
Asla unutmayalım ki; Suriye konusunda bizi bekleyen büyük tehlike konusunda henüz uyanmış değiliz.
İktidar medyası sürekli olumlu mesajlar verme peşinde.
Yalanlar, palavralar bu konuda da birbirini izliyor.
Oysa durum hiç de öyle değil.
Yeni yönetim kim olursa olsun bizden her türlü yardımı ve desteği isteyecek.
Türkçesi, para isteyecek!
Yatırım isteyecek!
Maalesef; Suriye tarafından kaynaklanan bu büyük sömürüye alet olmak zorunda kalacağız.
Suriye’nin ‘sahipliğine’ kağıt üzerinde soyunmak kolay da iş onların sonsuz taleplerine gelince ötesi biraz zor görünüyor.
Komşu ülke Suriye için:
Tüm ülkelerin desteği, hükümet ve kardeş yerel yönetimlerle; barışı, demokrasiyi, huzuru ve yeniden yapılanmasını tesis etmeleri gerekir diye düşünüyorum.
İzleyenler çok iyi bilir:
MHP Genel Başkanı Bahçeli ise; 82 Kerkük, 83 Musul derken hayalleri Kudüs’e doğru genişletti. Ama zafer naraları atıp haritayı genişleteceğiz diye gerdikleri o lastik, döndü şak diye kopup bizim suratımıza çarptı.
Neydi o? 2025 yılı için belirlenen asgari ücret, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yüzde 30 zam ile net 22.104 TL olarak açıklandı.
Asgari ücret demek; asgari giyim, asgari beslenme, asgari barınma, asgari eğlenme, asgari dinlenme, asgari toplumsal hayat, azami sefalet, azami öfke, azami isyan, azami mutsuzluk demektir.
Berberde, elektrikçide, tesisatçıda, konfeksiyonda, inşaatta, seyahat acenteleri ve tarımda çalışanlar… Her yerdeler!
Bu pahalılık ortamında; mal ve hizmetler de aşırı zamlanmaya devam ederken:
Kim sahipli? Kim sahipsiz bekleyip göreceğiz!
MUTLU SENELER!