Bayram, bayram dedik. Onu da iyisi veya istenmeyen görüntülerle yaşadık.
Tatile gidemeyen yüzde 80’lik bir topluluk ile sığınmacılardan oluşan kitle; büyük kentlerde tatillerini kısa mesafeli yerlerde geçirdi.
Ama piknik alanları, deniz kıyıları çok pis, eğitimsiz bir davranış modeliyle karşılaştık.
NEDEN Mİ?
Eğitimin kaderini değiştiren yeni bakanın yaptıklarına bakalım:
Öğretmenler kendi işlerini yapmaktan çok rahatsızlar..
‘ÇEDES’ diye bir programı devreye aldı. Eğitim psikolojisini hiç görmemiş, cemaatlere bağlı abiler, ablalar eşliğinde ders vermeye başladı.
Laik, demokrat, cumhuriyetçi bir öğretmen modelinden uzaklaşmaya başlandı.
Sınırları net olarak çizilmeyen, ‘Hayasızca hareketler, müstehcenlik’ maddesi ÖMK’ya alındı. (MEB sayfasından detaylara bakabilir.)
TASLAK
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK olarak anılacaktır) teklifinin Meclis komisyonlarında görüşülüp Meclis Genel Kuruluna sunulması beklenmektedir.
Kanunlar anayasadan sonra gelen, anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak çıkarılması gereken düzenlemelerdir. Hiyerarşik olarak anayasa ve uluslararası antlaşmalardan sonra gelir. Bazı kanunlar kazuistik (uzun ve ayrıntılı) yapıda olabilmektedir fakat görünüşe göre ÖMK oldukça yüzeysel olarak hazırlanmış ve detaylar yönetmeliklere ve diğer düzenleyici işlemlere bırakılmış görünmektedir. Gerçi daha önce apar topar çıkarılan ÖMK’yı düşününce buna şükür diyebiliriz ama mevcut kanun tasarısında da muğlak, belirsiz, yoruma çok açık hükümler olduğu görünmektedir. Oysa kanunilik ilkesinin tezahürü için kanunların belirli olması, yoruma açık olsa da bu yorumun özgürlük lehine geniş yorumlanması anayasal bir esastır. Çünkü anayasa özünde kişi hak ve ödevlerini teminat altına almaktadır…
Öğretmenlere sayısız kez, ‘Etek boyu, topuklu ayakkabı’ soruşturması açıp, mahkemede kaybeden MEB, Öğretmen Akademisi’nde aday öğretmenleri, ‘Ahlaksızlıkla’ fişleyip, derse sokmadan eleyecek.
Öğretmenin etek boyunu cetvelle değilse de kaş göz arası, göz nizamı ölçüp, öğretmen adaylarını meslekten attırmak asıl ahlaksızlıktır!
Sadece kendi düşünen bu iktidar ise:
Ekonomiyi içinden çıkılmaz hale getirdiler…
Enflasyonu şahlandırıp, halkı fakirleştirdiler…
Eğitimi tamamen bozdular…
Yolsuzlukları önleyemediler…
Paramızı pula çevirdiler…
Çarşı-pazar fiyatlarını kontrol edemediler…
Depremde zayıf not aldılar…
Vatandaşı gece-gündüz ağlamaklı hale getirdiler…
EVET
Yerel seçimleri kaybetmelerine rağmen hâlâ iktidardalar.
AKP, Meclis’te 265 milletvekili ile birinci parti… 50 milletvekili olan MHP’yi de yanına alınca, canının istediği yasayı çıkarıyor, muhalefeti âdeta parmağında oynatıyor.
Oyların hem kartopu gibi erimesi, ikinciliğe düşmesi, yeterli gelmedi.
Şimdi; CHP’nin pasif muhalefet rolünü acilen terk etmeli!
İktidarın dümen suyunda gitmemeli!
AHLAK BEKÇİLİĞİ YAPANLARA dikkat etmeli!..
