Günümüzde yaşananları hepimiz izliyoruz.
Siyasetçiler seçim zamanı gelince “halka inme” telaşı içine girdiler.
Asla girmedikleri kahveleri, bakkalları, terzileri, marangozları, demircileri, nalburları, köy derneklerini, kağıt toplayanların pejmürde mekanlarını ziyaret ettiklerini görüyoruz.
Halka inmenin vazgeçilmez kurallarından biri de; Ramazanda oruç iftarlarında, ‘yer sofrası’ kurulması vazgeçilmez rütüeldir.
Adaletin Kimyasını en güzel açıklayan; 1971 yılı yapımı olan ‘Adaletin Bu Mu Dünya’ filmine de ismini veren unutulmaz şarkının söz ve müziği Ali Ercan imzası taşıyan bu esesi Selda Bağcan’dan çok dinledik:
Güvenemem servetime, malıma
Ümidim yok bugün ile yarına
Toprak beni de basacak bağrına
Adaletin bu mu dünya
Ne insanlar gelip geçti kapından…
Memnun gelip giden var mı yolundan
Kimi fakir, kimi ayrılmış yarinden
Adaletin bu mu dünya…
Vatandaşın bu gün derdi:
-İşsiz kalma korkusu, yıllarca iş arayıp ümidi kesmek adaletin kimyasını bozuyor.
-Okula sabahın köründe kahvaltı etmeden giden, harçlığı bir tost bile almaya yetmediği için aç açına eve dönen çocukların hem vücut hem de ruh kimyaları perişan oluyor.
-Ucuz et kuyruğuna girip sıra sana gelince etin bitme ihtimali kimyayı da sofrayı da allak bullak ediyor.
-Çocuğuna bir çikolata alamamak, kirayı geciktirdiğin için arayan ev sahibinin o buyurgan sesi altında ezilmek, seninle zerre ilgilenmeyen akrabaların bayramda seyranda bıyık altından gülerken ‘daha iş bulamadın mı’ demesi, onca yaşına rağmen torunundan küçük gençlerle bedava olduğu için iftar çadırında kuyruğa girmek, memlekette yalılardan, konaklardan çıkılmayan lüks dizi aralarında ağız sulandıran reklamlara dalıp gitmek kimyayı fena bozuyor.
-Dünyada gıda fiyatları 7 aydır aralıksız düşerken mübarek Ramazan ayını ‘zam ayına’ çeviren bu iktidar; iftarda, sahurda yenen ne varsa zam yapılması…
-Yurt dışında organik Türk incirinin kilosu 12.95 eurodan (453 lira) satılırken, anavatanında sıradan incirin 499 liraya satılması…
-Her gün doların, euronun, bir gram altının sürekli artması ve yüksek enflasyon insanda kimya mimya bırakmıyor!
Dünya Ruh Sağlığı 2024 raporunda başka bir bozulma daha kabak gibi çıktı ortaya… Türkiye’de ruhsal bir hastalıktan mustarip olanların oranı yüzde 38…
Bu oranla dünyanın ruh sağlığı en kötü ikinci ülkesi olmuşuz.
“Siyaset, ekonomi, savunma sanayi ve sosyal yapıyı” söylemek, Adaletin Kimyasına yeter mi?