Home GÜNCEL Satranç!

Satranç!

- Guncellenme Tarihi: 14 Eylül 2023 11:56
6 min read
Satranç! için yorumlar kapalı
0

Planlı hareket etme, özgüven, odaklanma ve konsantrasyon becerilerini geliştiren bir beyin sporudur..

Hikayesi:

4000 Yıl önce Mısır pramitlerin de görülen ve Avusturyalı yazar Stefan Zweig’in, 81 yıl önce yazdığı Satranç kitabını bilirsiniz. Okumayanlar için birkaç anekdot yazmalıyım. Zweig’in ölümünden birkaç gün önce bitirdiği son kitabıdır. Satrançta, Dünya Satranç Şampiyonu Mirko, zengin iş insanı Canner ve Dr. B.’nin aynı gemide seyahat ederken oynadığı satranç anlatılır. Mirko, çiftlikte çalışan babası ve rahip satranç oynarken izleyerek, çocuk yaşta oyunu öğrenir. Aslında herkesin 3 saniyede anladığını, 3 saatte zar zor öğrenen bir çocuktu. Satrançla zekâsı gelişti. Dünya şampiyonu olunca kaba saba, açgözlü, ukala, zengin bir züppeye döndü. Mirko’yu, satrançta kimse yenemiyordu.

Ama  Viyanalı avukat olan Dr. B: Hitler’in gizli polis teşkilatı Gestapo’nun, tutuklayıp hücreye çevrilen otel odasına hapsettiği. İnsanlarla konuşması, hücrede kağıt, kalem, kitap olması hatta düşünmesi bile yasaktı. Öğrenme açlığı çekiyordu. Tecrit odasındaki kapı çizgilerini bile ezberlemişti. Sorgu öncesi bekletildiği odada, asılı montta  Stefan Zweig’in, cebindeki satranç kitabını çalıp, oyunu ezberledi. Zihninde oynayıp, ölü noktaları keşfetti. Mirko’yu satrançta mat etti.

1930 Yılında Türkiye’de oynanmaya başlayan ‘Satranç’, Milli Eğitimde ders olarak okutulmaya başlandı.

Tam 83 YIL sonra şimdi; MEB de eğitim sistemiyle satranç oynar gibi oynadı:

Okulların açılmasına 1 hafta kala ülkedeki tüm eğitimciler, piyon gibi oyun dışı bırakılarak, emrivakiyle seçmeli dersler değiştirilip, kaldırıldı.

Öğrenciler, zorunlu din dersleri yanında artık seçmeli (!) din dersini de zorla seçecek. Tarikatçı Cübbeli Ahmet’in, “Satranç oynayan lanetlenmiştir. Oynayana bakan da domuz eti yemiştir” hastalıklı bakışı, MEB’in son kararıyla eğitim sistemine sirayet etti. Seçmeli dersler; Satranç, Bilgi Kuramı, Zeka Oyunları, okullardan tamamen kaldırıldı.

Türkiye Satranç Federasyonu bu çağdışı karara “Gık” bile demeyerek, sustu.  Akıl oyunu satranç dersini, ortaokul ve liselerden kaldıran aynı MEB, ilginç bir tezatla Anadolu liselerine seçmeli ‘Düşünme Eğitimi’ dersi koydu.

 

Ve sonunda buda oldu:

-Anadolu liselerinde, Almanca’yı zorunlu ders olmaktan çıkardı.

– MEB, imam hatiplerde ikinci dil olarak Çince, Rusça, Japonca, Almanca dahil 9 yabancı dil dersi koydu.

– Müfredata ‘Ahlak ve Yurttaşlık’ gibi 13 ders ekledi.

– Adab-ı Muaşeret dersi, ilk kez müfredata girdi.(Adab-ı Muaşeret ders kitabı referans alınırsa okullarda görgü kuralları; Kuran-ı Kerim, vahiy ve sünnet gibi dersler öğretilecek.)

Derste artık, “Eve sağ ayakla, besmeleyle gir. Suyu iki üç solukta iç. Yemeği sağ elle ye. Zile 3 kez basma” da anlatılacak…

-Öğretmen alımında 45 dakikalık (liyakatli veya liyakatsiz) sözlü mülakat sınavı getirildi.

-MEB, müfredat hamlesiyle her okulda din öğretmeni ihtiyacını 2 kat artırıp, en az 100 bin Din Kültürü ve İHL meslek öğretmeni açığı oluşturdu.

– Müfredattan kaldırdığı dersler de 100 bin öğretmeni, ‘norm’ yani ihtiyaç fazlası yaptı.

 

Şimdi, OECD 2023 Eğitime Güven Endeksi’ne göre Türk halkının yüzde 79’u eğitim sistemine güvenmiyor.

Tarikatlarla el ele, oyun içinde oyun çeviren MEB’e, halk güvenmemekte haksız mı?

Yazar Stefan Zweig, “Üç beş budala siyasetçinin yıktığını onarmak için on yıllar yetmez” sözü, siyaset ve tarikat güdümündeki Türk eğitim sisteminin bir ‘Satranç’ özetidir!

Load More Related Articles
  • ‘Mış – Miş’ Gibi Davranmak!

    Bir insanın düşünce ve davranış biçiminde bunlar varsa: “Saygılıymış gibi, efendiymiş gibi…
  • Milletin Tasarrufu!

    Bir millet düşünün! Çalışma hayatına başladığı andan itibaren devleti için vergisini düzen…
  • Hedef Şaşırtma!

    Nereden baktığınıza bağlı bir davranış biçimi ‘hedef şaşırtma!… Bir iktidar Milletve…
Load More By Ali Özdemir
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

‘Mış – Miş’ Gibi Davranmak!

Bir insanın düşünce ve davranış biçiminde bunlar varsa: “Saygılıymış gibi, efendiymiş gibi…