Bilenler bilir, bilmeyenler de bilenlere sorabilir. Gazeteci Yüksel Baysal böyledir hep isim yaz(a)madan birilerine çakar, son yazısında da “Sağcıdan (iyi) gazeteci olmaz!” demiş…
Ben şunu bilir, şunu söylerim ki gazetecilik vicdan meselesidir, sağcısı solcusu olmaz… Ayrıca, Yüksel Baysal yine isim belirtmeden sıkça kullandığı yandaş – tetikçi yazar sıfatlarını işine gelmediği durumlarda fikir işçiliği yapan herkes için kullanıyor.
Üstelik kendisi herkesin bildiği doğruları çarpıtma noktasında da üstattır. Bunun en güzel ispatı Mudanya’dır. Mudanya’da tanıdığınız solcular, CHP’liler varsa, son dönemde CHP’liymiş gibi olanlar dışında sorun hepsine. Hayri Türkyılmaz’la ilgili söylediklerinin hepsinin tersi geçerli Mudanya’da. Bu Baysal’ın algı operasyonuyla değişmiyor.
Ama yiğidi öldürüp hak teslim edelim ki solcu geçinse de sadece kendisi yandaş değildir, mesela zamanında AK Parti vekili Ertuğrul Yalçınbayır’ın danışmanlığını yapmıştır, onun sayesinde Başbakanlık basın müşavirliğinde görev aldı ve buradan emekli olmuştur.
Eski Bakan Faruk Çelik ağabeyini çok sever, toz kondurmaz… Öyle ki zaman zaman “Bizim Kurduğumuz AKP böyle değildi” diyerek kendisine AK Parti’yi kuran kadroda konumluyor. Yürü Yüksel Baysal, kim tutar seni.
Aslında Bakan beye toz kondurmazdı demek daha doğru…
Enteresan bir şekilde Faruk Çelik konusu biraz karışıyor gibi. Direkt hedefe koyamasa da adeta mesaj yolluyor son yazısında.
Baysal bahse konu yazıda Alaçam’a gittiğini ve buradaki kaçak yapılaşmayı yazmış… Daha önce de Kestel’deki kaçak yapılaşmayı yazılarına konu eden Baysal bu defa inceden adres de göstermiş…
Konumuz, açıkça yazamasa da artık sağır sultanın duyduğu eski Bakan Faruk Çelik’in Alaçam’daki kaçak malikanesi…
Bahse konu malikane;
birinci derece sit alanında,
Bakan Çelik’in oğlu Enes Çelik üzerine kayıtlı.
İmar barışı şartlarına göre birinci sınıf sit alanında hiçbir bina yapı kullanma belgesi alamaz, nasıl olduysa verilmiş bu konuta. Konut diyorsak bakan beyin konutu bildiğiniz konak.
İmar Barışının kapsadığı tarihten sonra SİT alanına yapılmış.
Yani çift dikiş yasal değil.
Neyse, sonra anlaşılıyor bu durum ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca iptal ediliyor yapı kayıt belgesi.
Üstüne kaçak yapı tutanağı ve yıkım kararı da alınıyor.
Sadece Bakan Beyin değil, eski milletvekili Bedrettin Yıldırım’ın da orada kaçak binası var. Ve dahi Kestel’de nerdeyse tüm partilerin ilçe teşkilatlarında kaçak binası olan yöneticiler görev yapıyor.
Son yazısında Baysal demiş ki; “Anlaşılan yıkımcı Kestel Belediye Başkanı Önder Tanır sadece gücü yettiğine gönderiyor dozerlerini, iş makinelerini!” Katılmıyorum, çünkü yıkımlarda sıralamaya uygun gittiği bilgisini aldım. Ama artık dillere pelesenk olmuş bakan beye ve milletvekiline ait o iki binayı yıkarsa Önder Tanır kahraman olur…
Baysal da öyle diyor: “Önder Tanır, Faruk Çelik’in kaçak konağını niye yıkmıyorsun” diyor. Burada oldukça haklı Yüksel Baysal. Her ne kadar bakan beyin ismini yazamasa da onu işaret ediyor.
Mesaj kaygılı yazıda ismini anmasa da “Alaçam’ı gezdim gözlerim kapalı, herkesin kaçağını gördüm, bakan bey gözümü açmış olabilirim, bir ara belki seninkini de görmüşümdür diyor” Baysal.
Gazetecinin solağına sağcısına ayar vermeye kalkacağını bakan beyin ismini vererek şöyle yazaydın keşke Yüksel Baysal. “Alaçam’da bir dünya kaçak var. Alaçam’a hep sana yakın adamlar oturuyor, bu işleri görüyor. Belli ki sizden cesaret buluyorlar Faruk Bey. Bir devlet adamı, güçlü bir siyasetçi olarak öncelikle burayı kaçak yapmamalıydınız. Hadi yapıldı ve ortaya çıktı size yakışan derhal burayı kendi ekibinizle yıkmak olur. Siyasette son 20-25 yıla damga vurmuş bir ismin böylesi bir olayda ismini yıpratması doğru değil. Bir dost tavsiyesi olarak gel örnek ol bakan bey. Sen yık ki kimse cesaret edemesin kaçağa. AK Partili belediye de her seferinde sizin isminizi veren kaçak yapıcılarla muhatap olmasın.”
O diyememiş biz diyelim o halde.
Bütün Bursa hatta Ankara’nın dilinde pelesenk oldu Alaçam’daki kaçak konağınız.
Bunca yılda büyüttüğünüz isminizi burada bir bina için feda etmeyin bakan bey.
Türkiye’ye örnek olun.
Alın kazmayı yıkın o kaçak binayı.
Faruk Çelik kendi kaçağını kendisi yıktığında Kestel’de bir Allah’ın kulu artık kaçak binaya meyledemez.
Yap bu iyiliği Kestel’e ve Bursa’ya.
Ne partini zora sok ne de oradaki belediye başkanını ve parti teşkilatlarını Bakan bey.
Devam edelim…
Baysal, 662 kaçak binanın 112 tanesini yıkabilmeyi başarmış olan Önder Tanır’a yürümek yerine, keşke Bakan beye bunu salık verseydi. Görüşlerine de saygı duyar aslında bakan bey kendisinin…
Son olarak Yüksel beye Mudanya üzerinden iki kelam ederek virgül koyalım. Mudanya’da Hayri Türkyılmaz’ın Bademli’de havuz ve park alanları ile ilgili hassasiyetini yazmış. Buraya kadar doğru, ancak misal Çağrışan’da Baysal’ın çok sevdiği bir ağabeyi var eğitim binası yaptı ve kaçak.
Başka bir misalse çok ünlü bir restoranın kaçak binasının yapımı hala sürüyor, yazarsan belge göndereyim.
Bir sürü zengin ağabey kaçak yapı yapıyor göz göre göre ve Hayri Türkyılmaz, daha alt ekonomik gelir gurubunda olanlarınkini yıkarken, buralara ise görmedim duymadı mı oynuyor. Buyur belge istersen belgeleri de atalım.
Sonuç, o minareye küçük kalıyor o kılıf solcu gazeteci abi…
MEHMET KANAR’A İÇ MİHRAK ÇELMESİ
Şehrin yakın doğusundan uzak batısına uzanacak olursak Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Mehmet Kanar’ın tüm halk tarafından takdirle karşılanan çalışmalarını hepiniz izliyorsunuzdur.
Esnafla, öğrencilerle, engelli vatandaşlarımızla direkt iletişim kuruyor, spor, sanat, kültür ve sair her konuyla ilgili samimi ve ses getiren aktivitelere imza atıyor. Hele ki birçok belediyenin önemsemediği, ilçeye yapılan üst makyajlarla yılların geçtiğini hesaba katarsak, alt yapı çalışmaları için Büyükşehir ile ortaklaşa çalışması çok önemli bir adım Mustafakemalpaşa için…
En önemlisi de şu ki; bürokrasiyi ortadan kaldırmak için belediye önüne dış ortama makamını taşıması, orada halkın başkana ulaşılabilirlik anlamında tüm engelleri ortadan kaldırması gerçekten alkışı hak ediyor.
Öte yandan hep dış mihrak olacak değil ya, iç mihraklar da var elbet. Belediye çalışanı bir – iki personelin halka yaptığı veya geçmişteki çirkin davranış ve paylaşımlar şu aralar Başkan Kanar’a sıvanmaya çalışılıyor.
Sayın Başkan, benden size tavsiye: Dimdik yürüyün, bir iki kendini bilmez size zarar vermek için uğraşıyor, personelinize dikkat edin…
Mütevazılığınızı, halk adamı oluşunuzu, Mustafakemalpaşa için çabalarınızı görüyoruz, herkes görüyor. Çelme takanları, bu zor yoldaki çakıl taşlarını tek tek temizleyerek yolunuza devam edin… Mustafakemalpaşa tarihte ne zaman böyle hizmet görmüş ki, konuşuyorlar…
