Home EKONOMİ COVİT DOLANDIRICILIĞI…!

COVİT DOLANDIRICILIĞI…!

- Guncellenme Tarihi: 19 Mayıs 2021 01:38
8 min read
COVİT DOLANDIRICILIĞI…! için yorumlar kapalı
0

COVİT DOLANDIRICILIĞI…!

Üzgünüm, karşı taraftayım…

Sorgulayan, eleştiren, çokça emeğe rağmen anlamlandıramayan, bunalmış, çığlıklarla isyana meyilli, komplo teorisyenlerine artık kulak tıkayamayan bir hallerdeyim.

Elbette anladınız, bahse konu yine COVİT..!

En başından beri belli bir grup vardı ki; bu illet şeyin (şey kelimesini özellikle kullanıyorum) kimyasal bir silah, insan soyunu azaltmaya yönelik laboratuvar ürünü olduğunu söylüyordu. Ve büyük çoğumuz inanmakla inanmamak arasında pinpon topu edasındayken son dönem gelişmeler, teorilerin aslında çok da inanası olduğunu gösterdi.

Önce uzayda kendilerine yer aramaya başladı bu ultra zengin güruh… Uzay turizm, Mars’ta koloni kurma, dünya yörüngesinde otel yapma, uzayda madencilik gibi araştırmaların altında yatan ana neden bu güzelim dünyanın artık insanlara dar gelmesi değil de ne ola ki? Daha yenice çevre bilincini, dünyayı kirletmemeyi, ozon tabakasının delinmesini konuşmuyor muyuz? Ve dahi kaçımız bunun bilincinde? Ve yine dahi naylon poşeti paralı yaptı diye bu hükumete oy vermeyecek insanlar yaşamıyor mu en basiti bizim ülkemizde? Bitirdik dünyayı, bitirdik..!

Eee n’apsın insancıklar? Nakit, altın, elmas, pırlanta, yat, kat derken varlıklarını hangi bankaya, nereye koyacaklarını, sığdıracaklarını şaşıranlar en sonunda sanal para milyarderleri oldu. Bu üstün/ayrıcalıklı insan ırkı baktı ki uzay işi öyle kolay değil, bari yaşlılardan başlayarak azaltalım burayı, oralar buralar bize kalsın dediler.

Ve Covit skandalını başlattılar..!

Bir buçuk yıl gibi bir zamanda dünya çapında Covit için dönen parayı hesaplayacak olan var mı aranızda? Ben hesaplayamam, ufkum dar…

Covit konuşulmaya başlandı, çok geçmedi PCR testi ve antikor testi çıktı ortaya… Ve bağzııı ülkeler sattı da sattı bu testi, hala satıyor… Testin güvenirliliği konusunda en ufak bir garanti yok, konuşulmuyor. Hatta günde 4 kez test yaptıran birinin 3 testi negatifken, biri pozitif çıkabiliyor… Daha da ötesi dayıyorlar günde 3 doz sekizer adet ilacı, ihya oldu ilaç şirketi…

Maskelere gelince, ayrı bir handikap… Sözde bizi korusun diye taktığımız maskelerin kanserojen olduğu dillendiriliyor artık. Merdiven altı maskecilerin maskesi hiç düşürülmedi son bir yıldır… Maske neden korudu bizi biliyor musunuz, sadece gripten, o da bir nebze… Ben şahsen kanser olacağıma grip olmayı yeğlerim. Ya siz?

Ve aşı… 1996 yılına ait bir araştırmaya göre aşı çalışmaları, en başından en sonuna kadar ortalama 10 yıl sürüyor. Her aşama için öne sürülen ortalama süre laboratuvar çalışmaları için 2,4 yıl, Faz 1 için 2 yıl, Faz 2 için 1,8 yıl, Faz 3 için 1,4 yıl, Tescil öncesi çalışmalar için 1,1 yıl, Tescil çalışmaları için 1,3 yıl şeklinde.

Aynı sürede PCR testini bulan devletler aşıyı da aynı zamanda piyasaya sürdü. 10 yılda falan değil, 1 yıl geçmeden..! Çin, Amerika Birleşik Devletleri, Rusya, Almanya ve Birleşik Krallık dünya aşı pazarının pastasını yediler, bitirdiler, parmaklarını yalıyorlar. Tüm dünya insanları gibi biz de korkuyoruz, koşa koşa aşıya gidiyor çoğumuz.

Disiplinli Almanların öncülük ettiği sokağa çıkma kısıtlamaları, zorunlu maske takmalar dünyaya jet hızıyla yayıldı. Evet korktuk, ölmekten korktuk, sorgulamadı insanoğlu bu illeti, her şeyi kabul ettik.

Ama bazı bilim adamları, doktorlar ve avukatlar konuyu uluslararası suçlar kapsamına alıp COVİT dolandırıcılığına karşı dava açmaya hazırlanıyorlar.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan (bizim gibi) ülkelerin ekonomisinin de çökmesine sebep bu organizasyon kimin işi, kimin düzenbazlığı ise Allah belasını versin… Tabi sadece Allah’a bırakmayalım, cezai şartlarda yargılansınlar ve bedelini ödesinler..!

Es geçmeyin sağlık sektörü, dünyanın en gözde sektörlerinden, biz hala sağlık turizmi falan konuşurken birileri bizi öldüre öldüre sırtımızdan para kazandılar.

Aşıya tekrar dönecek olursak, aşı olmayacağım.

Ben babamı ilk doz aşısı yapıldıktan 18 saat sonra pıhtı atmasından kaybettim. O sebep kimse beni aşı olmaya zorlayamaz… İnsan olarak da, vatandaş olarak da sorumluluklarımı biliyorum, ama haklarımı da korumaya gücüm yeter evvel Allah..!

Canı veren de, alan da Allah’ımız değil mi sonuçta?

 

Load More Related Articles
Load More By Semra NEJLA TEKE
Load More In EKONOMİ
Comments are closed.

Benzer Haberler

Seçim Sürecini Damga Vuranlar ve Seçim Tahminlerim…

En güzelinden başlıyorum: 14 – 25 yaş arası gençler… Evet, gençlerin sürece en çok entegre…