Yeni bir araştırma, deniz suyu seviyesinin 2100’e kadar 2 metreye kadar yükselmesiyle Libya büyüklüğünde arazi deniz altında kalabileceğini ortaya koydu.
Sonuçları “Journal Proceedings of the National Academy of Sciences”te yayımlanan araştırma, denizlerde su seviyesinin, 2100 yılına kadar 62 santimetre ila 2 metre 38 santimetre yükselebileceğini öngörüyor.
Bilim insanlarının Grönland, Batı ve Doğu Antarktika’daki gelişmelere bakarak hazırladıkları çalışma, emisyonların bugünkü seyriyle devam etmesi durumunda deniz seviyesinin 2100’lerde 62 santimetre ile 2 metre 38 santimetre arasında yükselebileceğini gösterdi.
Böyle bir durumda, dünyada sıcaklığın 5 santigrat derece artmış olacağı ve küresel ısınma açısından en kötü senaryolardan birinin gerçekleşeceği belirtildi.
BBC’nin haberinde de çalışma ekibinde yer alan, Bristol Üniversitesinde görevli Profesör Jonathan Bamber’ın konuyla ilgili açıklamalarına yer verildi.
Bamber, çalışmalarında 2100 yılı için öngörülen senaryoda, buz tabakasının deniz suyu seviyesinin yükselmesine katkısının 7 santimetre ila 1 metre 78 santimetre olmasının beklendiğini belirterek, “Fakat buna, buz tabakalarının dışında kalan buzulları ve buz dağlarını, yanı sıra denizlerin ısıl genişlemesini katarsak, 2 metrenin üzerine çıkarsınız.” dedi.
Yeni araştırmaya göre, deniz suyu seviyesinde 2 metreyi bulan yükselme halinde milyonlarca kişi yaşadıkları yerlerden göç etmek zorunda kalacak.
Deniz seviyesinin yükselmesi meselesi, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 2013 yılında yayımlanan 5. değerlendirme raporuyla gündeme gelen en tartışmalı konulardan birisiydi.
Bu raporda, gezegenin ısısı artarken emisyon seviyelerinin düşürülmemesi nedeniyle deniz suyu seviyelerinin, 2100’lerde 53 ila 98 santimetre arasında yükselebileceği öngörülmüştü.
Felaket senaryosu
Buzul bilimcileri, halihazırda devasa buz tabakalarının deniz suyu seviyesine etkisini öngören modellerin, buzulların nasıl eridiğine dair tüm belirsizlikleri kapsamadığı endişesini taşıyor.
Araştırmacılara göre, böyle bir durumun dünyada çok büyük yansımaları olur. Dünya, 1,79 milyon kilometrekare, bir başka deyişle Libya büyüklüğünde bir toprak parçasını kaybeder.
Bu senaryoda, toprak kaybının büyük ölçüde zengin gıda kaynaklarına sahip Nil deltasında yaşanması, Bangladeş’i kuşatan bölgede yaşam şartlarının zorlaşması, Londra, New York ve Şanghay gibi şehirlerin tehdit altında kalması bekleniyor.
Prof. Bamber, bunun Suriyeli mülteciler krizi örnek verilerek daha iyi açıklanabileceğini, bu krizde bir milyon Suriyeli mültecinin Avrupa’ya gittiğini hatırlatarak, “Bu rakam, deniz suyu seviyesinin 2 metre yükselmesi durumunda yerlerinden olacak kişi sayısından neredeyse 200 kat daha az.” dedi.