Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy’un son günlerini geçirdiği İstiklal Caddesi’ndeki evin müze yapılacağını açıkladı.
Erdoğan, “Türkiye’nin yeni Mehmet Akifler, Ahmet Hamdi Tanpınarlar, Necip Fazıllar, Nazım Hikmetler, Kemal Tahir’ler, Dede Efendiler, Itri’ler, Neşet Ertaş’lar gibi değerlere ihtiyacı var. Yeni Aşık Veyseller yetiştirmeden özgürlüğümüzü koruyamayız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri Töreni’nde, bu yılki ödüllerin tarih ve sosyal bilimler alanında Prof. Dr. Mehmet İpşirli, sinema alanında Türker İnanoğlu, müzik alanında Erol Sayan, sanat ve fotoğraf alanında İzzet Keribar, vefa ödülü alanında ise Mehmet Akif Ersoy adına torunu Selma Argon’a verileceğini belirtti.
Ödül kazanan kişileri tebrik eden Erdoğan, ayrıca Türkiye’nin maziden atiye uzanan büyük yolculuğuna kendi alanlarında katkı yaptıkları için şükranlarını sundu.
Cumhurbaşkanlığı ödüllerini, devletin ve milletin kültür sanat insanlarına teşekkürünün, takdirinin bir nişanesi olarak verildiğine işaret eden Erdoğan, “Marifet iltifata tabidir. Bize göre kültür, tıpkı toprak, bayrak, ordu, para gibi bir milletin bağımsızlığının sembollerinden biridir.” diye konuştu.
Dünyanın en güçlü ülkelerine bakıldığında ordularından ziyade, kültürel iktidarıyla bu konuma geldiklerine değinen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Günümüzde kültür endüstrisi öyle bir seviyeye geldi ki, dünyada girmediği, ulaşmadığı, tesir etmediği yer kalmadı. Sinemadan müziğe, giyimden teknolojiye ve mimariye kadar her alanda bu etkiyi görüyoruz. İşte bu gerçek bizi kültür sanat politikalarımıza dört elle sarılmaya itiyor. Geçtiğimiz 16 yılda demokraside ve ekonomide çok büyük devrimlere imza atan Türkiye, maalesef eğitim ve kültür sanat politikalarında arzu ettiğimiz mesafeyi kat edememiştir.
Esasen bu alandaki gelişmelerin, diğer yatırımlar gibi sadece devlet projeleriyle, kamu imkanlarıyla sağlanabilmesi işin tabiatına da uygun değildir. Millet olarak topyekun bir mücadeleyle ülkemizi kültür, sanatta ileriye taşıyabiliriz, çünkü bu faaliyetler sonuç itibariyle bireysel çabaya, üretkenliğe dayalıdır. Devlete düşen görev, bireylerin bu gayreti ortaya koyabilecekleri iklimi tesis etmektir. İnşallah yeni dönemde bu doğrultuda çok daha büyük adımları hep birlikte atacağız.”
“MEDENİYET ESASTA BİR İNŞA FAALİYETİDİR”
Türkiye’nin son bir asrının siyasi ve sosyal alanların yanında kültür sanat bakımından da çok büyük kırılmaları yaşadığını aktaran Erdoğan, “Bu süreçte dilimiz öylesine büyük bir değişime uğramıştır ki dedeler torunlarıyla sağlıklı iletişim kuramaz hale gelmiştir. Aynı şekilde müzik zevkimizde çok ciddi değişmeler yaşanmıştır. Giyim kuşamdan yeme içmeye kadar her alanda bu sıkıntının emarelerine şahit oluyoruz. Kültür sanat dünyamızın kuraklığının en başta gelen sebeplerinden biri de budur.” değerlendirmesinde bulundu.
“Yitik, kaybedildiği yerde aranır” atasözüne atıfta bulunan Erdoğan, “Bize düşen görev, medeniyetimizin üç tasavvurunu; kalbiselimi, zevkiselimi, aklıselimi kendi tarihimizde kendi geçmişimizde aramak, bulmak, yeniden yorumlamak ve geleceğe taşımaktır. Kalbi selimle kalplerimizi, zevki selimle gönüllerimizi, aklı selimle zihnimizi yeniden doyuracak, zenginleştireceğiz.” dedi.
“Bu faaliyetin temeli de ilim ve hikmettir. Şayet bu temel sağlamsa ortaya göz alıcı bir köşk çıkar. Tam tersi temel çürükse elimize sadece yıkık dökük bir gecekondu geçer. Biz, uzunca bir süre ecdadın ihtişamlı medeniyet mirasına sırtımızı dönüp, kendimizi her alanda gecekondulara, kaçak yapılara mahkum ettik. Halbuki bizim tarihimizde ilim ve sanat insanlarının müstesna bir yeri vardır. Kanuni Sultan Süleyman’ın ‘Benim zamanında hiçbir şey olmasa bile Baki gibi bir şairin bulunması yeter saadettir’ dediği rivayet edilir. Bugün ülkemizin ve genel olarak medeniyet coğrafyamızın yaşadığı sorunlar, ilme, hikmete, tefekküre, gayrete, azme ve tevekküle yeteri kadar sarılmıyor olmamızdan kaynaklanıyor.”
“MEHMET AKİF ERSOY MÜZE EVİ”
Mehmet Akif Ersoy’un hayatı ve geride bıraktığı eserlerin başlı başına Türk milletine verilmiş bir ödül olduğunu belirten Erdoğan, törende Ersoy adına varisine takdim edilecek ödülün, sadece milletin istiklal şairine olan vefasının ifadesi olduğunu söyledi.
Devlet olarak, merhum Ersoy’un mirasına sahip çıkma adına önemli bir adım attıklarını dile getiren Erdoğan, “Kültür ve Turizm Bakanlığımız, merhum Mehmet Akif’in Mısır’dan Türkiye’ye döndüğünde İstanbul’un Beyoğlu ilçesinin İstiklal Caddesi’nde bulunan Mısır apartmanının dördüncü katındaki daireyi kamulaştırdı. Milli şairimizin ömrünün son demlerini geçirdiği bu daireyi Mehmet Akif Ersoy Müze Evi’ne dönüştürüyoruz.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, müze evinin ne tür objelerle zenginleştirileceği ve millete nasıl kazandırılacağı konusunda değerlendirmeler ve istişareler yapılacağını aktardı.
Dairenin teslimatının daha yeni yapıldığını belirten Erdoğan, “Bu adımı atalım istiyoruz ve İstanbulumuzun en işlek yerinde İstiklal Caddesi’nde böyle bir müzeye dönüştürmesi çok çok isabetli olacaktır diye de düşünüyoruz. İstiklal Marşı şairimize ait pek çok eser ve şahsi eşyanın da sergileneceği bu müze evinin bilhassa gelecek kuşaklara üstadı daha yakından tanıma ve anlama imkanı vereceğine inanıyorum.” ifadesini kullandı.
Kaynak: http://www.milliyet.com.tr/