Home GÜNCEL Avrupa’da Birinci, Dünya’da Üçüncüyüz!

Avrupa’da Birinci, Dünya’da Üçüncüyüz!

- Guncellenme Tarihi: 21 Eylül 2015 15:51
21 min read
Avrupa’da Birinci, Dünya’da Üçüncüyüz! için yorumlar kapalı
0

“İş kazası noktasında baktığımız zaman Avrupa’da birinci, dünya’da üçüncü sıradayız. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de bir yılda aşağı yukarı 1500 kişi iş kazasında hayatını kaybediyor. Yani 12-13 kişi her sabah işine gitmek için evinden çıkıyor ama geri dönmüyor. Çok ciddi bir kaza oranımız var bunun altını çizmeliyiz…”

Bülent Bey More Enstitü nasıl kuruldu? Bize kuruluş hikayesini anlatır mısınız?

More enstitünün iki kurucu ortağı var biri Oğuzhan Karagül diğeri de ben Bülent Öz.  Biz Oğuzhan Bey ile ilkokulda, ortaokulda, lisede aynı sınıflarda okuduk. Yani bizim öykümüz aynı mahallede top oynarken başladı. Biz daha o dönemlerde Oğuzhan Bey ile bu süreçleri konuşuyorduk. Biz üniversiteye başladığımızda şirket kuralım böyle olsun, şöyle olsun diye planlar yapıp taslak hazırlıyorduk. Üniversite sonrası ben insan kaynakları alanında Oğuzhan Bey de kalite sistem uygulamaları ve üretimi konusunda yoğunlaşacaktı ki öyle de oldu, Oğuzhan Bey yüksek lisansını Sakarya Üniversitesi’nde kalite yönetim sistemleri üzerine, ben de yüksek lisansını Maltepe Üniversitesi’nde  insan kaynakları alanında yaptım. 10 yıl boyunca farklı şirketlerde çalıştık. Bu 10 yıl bizim için büyük bir deneyim oldu. Tabi bu sürede biz başka kurumlarda eğitimlere katılıyor, hatta eğitimlerde verdiyorduk. Çünkü eğitim ve danışmanlık şirketleri arasında var olmanın en önemli etkisi, tecrübe ve deneyimdir. Bu 10 yıllık süre zarfından hem farklı firmalarda çalıştık hemde bu eğitim işleri nasıldır, nasıl veriliyor diye yakından takip ettik. Ve nihayet 2008 yılı içerisinde More Enstitüsü’nü fsm bulvarı üzerinde kurduk. 80 metrekare bir yerde, bir mutfak ve küçük bir odadan oluşuyordu ilk yerimiz. Bir akşam Özdilek’te otururken karar verdik ve başladık. Sadece Oğuzhan Bey ile ben çalışıyordum. Birimiz kursiyerlerin kayıtlarını yapıyor, birimiz eğitim veriyordu. Oğuzhan Bey’in kurisyerlerinin ücretlerini ben takip ediyordum benim öğrencilerimi Oğuzhan Bey takip ediyordu. Aşağı yukarı bir yıla yakın bir zaman bu şekilde çalıştık.  Bir yıldan sonra insanlar bizi tanımaya, görmeye başladı.  More enstitüyü farklı kılan şeyler arasında en önemli olanda insalarla kurduğumuz iletişim. Biz insanların gözlerine bakarak iletişim kuruyoruz. Yakınlık göstererek, güven sağlayarak, bizim insani ilişkilerimizde iş ilişkilerimizde bu şekildedir… Daha sonra bize yeni yeni işler gelmeye başladı, insanlar bize güvenmeye başladı, bizi seven dostlarımız bizi tercih  etmeye başladı. Hal böyle olunca da bizim yeni bir yere ihtiyacımız oldu. FSM Bulvarı’ndan sonra Beşevler’de 160 metrekare bir yere taşındık. Artık ailemize yeni üyeler aldık. Çalışma arkadaşlarımız oldu. Bu dönemde Bursa’nın önde gelen bir firmasıyla çalışma fırsatımız oldu. Köfteci Yusuf, Örnek Et, İtimat süt ürünleri gibi bir firmaların yanında 500’e yakın firmanında eğitim hizmetlerini  veriyoruz. Yani Bursa’da hangi firma aklınıza geliyorsa mutlaka biriyle çalışmışızdır. Ya kişsel gelişim ya kurumsal eğitimini ya da mesleki eğitimlerini mutlaka biz vermişizdir. Bireysel olarak sertifikalandırdığımız insan sayısı 60 bini geçti, yaklaşık yüze yakın firmanında  danışmanlığını yapmışız bu güne kadar.  5 yılda burada hizmet verdikten sonra  bir buçuk yıllık bir değerlendirme sonucu şimdiki yerimize taşındık. Beşevler metro istasyonunun hemen yanında bin 500 metrekare kapalı alanımız var. Bünyemizde; 5 adet 20 kişilik eğitim salonu, 1 adet 150 kişilik konferans- seminer salonu, 1 adet bilgisayar destekli uygulama atölyesi, 3 adet çok amaçlı toplantı salonu,  12 adet ( bay- bayan) tuvalet, 60 metrekarelik 3 ayrı kafeterya- sosyal alan, 2 adet mescit bulunuyor. Yaptığınız işler bizi yeni bir alana sürüklüyor zaten. Her geçen gün bünyemize yeni yeni insanlar katılıyor, yeni firmalar ekleniyor. Yine More Enstitü’yü diğer danışmanlık eğitimi veren kruumlardan ayıran bir özellik de Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ( İstihdam hizmetleri -Osgb) tarafından  aynı anda akredite edilmiş Türkiye’deki tek eğitim & danışmanlık kurumuyuz.  Dış ticaret, muhasebe, finans, satın alma,  satış sonrası pazarlama, sosyal medya gibi mesleki eğitimlerinin yanı sıra işletmelerin htiyacı olan zorunu eğitimlerden başlayarak; ilk yardım eğitimi, yangın eğitimi, iş sağlığı ve güvenliği eğitimi gibi bir çok alanda eğitimlerimiz var.  Yine bir çok aile şirketlerinin kurumsallaşması yönündeki süreci biz yönettik. Bu çok sıkıntılı bir konudur. Her şeyin iyi analiz edilerek hazırlanması, görev dağılımın yapılması lazım. Bu konuda da hizmet veriyoruz ve bu alanda da iddialıyız. More Enstitü’nün bugün geldiği noktaya bakarsak  yaklaşık bir milyon tl maliyeti olan bir tesisi Bursalılara sunmuş olduk. Bursa için bunun bir değer olduğunu düşünüyorum.

AVRUPA’DA BİRİNCİ, DÜNYA’DA ÜÇÜNCÜYÜZ…

İş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini de veriyorsunuz, Türkiye’de yaşanan iş kaza oranı göz önüne alırsak, çıkarılan yasalar, alınan tedbirler yeterli mi?

İş sağlığı, iş güvenliğini konuşmak için önce dünya ülkeleriyle aramızdaki farka bakmamız lazım. Sonra da Türkiye’nin kendi içersinde değerlendirmemiz lazım. İş kazası noktasında baktığımız zaman Avrupa’da birinci, dünya’da üçüncü sıradayız. Bu da demek oluyor ki Türkiye’de bir yılda aşağı yukarı 1500 kişi iş kazasında hayatını kaybediyor. Yani 12-13 kişi her sabah işine gitmek için evinden çıkıyor ama geri dönmüyor. Çok ciddi bir kaza oranımız var bunun altını çizmeliyiz.  Mevzuat ya da yasa noktasında bir eksiğimiz yok, uygulama sıkıntılı. 2006 yılında yayınlanan 6331 sayılı kanunla bu kazaların önüne geçmek istendi ama yasaları denetleyen mekanizma doğru çalışmıyor. Çalışma ve sosyal güvenlik bakanlığının web siteine baktığımız zaman idari ve teknik müfettiş sayısı 1200 civarındadır ama Türkiye’de iş yeri sayısı yaklaşık bir buçuk milyon civarında. Bir buçuk milyonu denetlemek için teknil müfettiş sayısını söyleyeyim yalaşık 400-450 civarında. Şimdi siz bir buçuk milyon iş yerini, 25 milyon çalışanı 400- 500 kişiyle denetleyebilir misiniz? Zaten müfettiş bir iş yerini denetlemeye gittiğinde bir daha gitme oranı 26 yıl.  yurt dışına baktığımız zaman bu sayı çok çok yüksek.  Müfettiş sayısı 8 bin küsür civarında. İngiltere’de 10 bine yakın müfettiş var. Yani ciddi anlamda bir denetim problemimiz var.  2015 yılının ilk altı ayında iş kazasında hayatını kaybeden kişi sayısı 974 kişi, ikinci altı ayda da bir o kadar olursa 2000 kişiyi biz iş kazasında kaybediyoruz. Bunlar korkunç rakamlar. Biz iş güvenliği uzmanı olarak bu durumu da yakından takip ediyoruz.  İkinci probemlem ise iş güvenliği uzmanları bağımsız değil. 6331 sayılı iş güvenliği kanununda  yer alan ibarede; “iş güvenliği uzmanı denetim yaptığı firmada hayati bir tehlike gördüğünde  bunu işverene iletmesi lazım, eğer iş veren bu tehlikenin teknik önlemini almazsa hatayı tespit eden iş güvenliği uzmanı, iş vereni bakanlığa şikayet eder” diyor. Tamam da  hatayı tespit eden iş güvenliği uzamnının parasını o işveren karşılıyor. Şimdi iş güvenliği para aldığı bir kurumu nasıl şikayet eder. O kurumdan ekmek parası kazanıyor.  Yani öyle bir sistem kurmuşlar ki iş güvenliği uzmanı işverenini bakanlığa şikayet edecek.  Bu şikayetlerin yapılabilmesi için iş güvenliği uzmanının iş verene bağı olmaması lazım. Bu sorun şu şekilde çözülebilir; devlet iş yerlerinden iş güvenliği uzmanı için bir ödenek ister bu para bir havuzda toplanır, iş güvenliği uzmanı gider parasını devletten alır.  Bu kadar ölümler yaşanırken ülkemizde kaç şikayet gelmiştir dersiniz, 10 bine yakın iş güvenliği uzmanı var gelen şikayet sayısı bir. Şaka gibi bir rakam. İş güvenliği uzmanı iş veren tarafından bağımsız olursa bu şikayetler artar. O zaman bakın bakalım kaza oranı bu kadar yüksek olacak mı, ölüm oranları bu kadar yüksek olacak mı. Üçüncü bir problem ise sektörel iş güvenliği uzamnının olmaması. İş güvenliği 3 guruba ayrılıyor.  Yeni başlayan mühendis ya da teknik eleman eğitim aldıktan sonra C sınıfı olarak başlıyor, 3 yıl  çalışıyor tekrar sınava giriyor eğitim alıyor B sınıfına yükseliyor, tekrar sıava giriyor eğitim alıyor A sınıfına yükseliyor.  A sınıfına yükselen bir iş güvenliği uzmanı  her alanda çalışma hakkına sahip oluyor. Şimdi uygulanan sitemede maden mühendisliğinden mezun olan bir kişi iş güvenliği eğitimlerini aldıktan sonra gidip bir gıda firmasında çalışabiliyor, aynı şekilde bir gıda mühendisi iş güvenliği ehliyetini aldıktan sonra gidip bir madeni denetleyebilir. Bu mantıklı mı? Maden mühendisi hayatında belki mutfağa girmemiş gidip mutfağı denetliyor, üretim yerlerini denetliyor. Aynı şekilde hayatında maden görmemiş bir gıda mühendisi gidip bir madeni denetliyor.  Sektörel olursa bu işi gerçekten uzamnalar yapmış, o işin eğitimizi almış olan insanlar yapmış olacak. Maden mühendisi gitsin madeni denetlesin, gıda mühendisi gitsin gıda üretmi yapan yerleri denetlesin. Doğru olan, güvenilri olan bu. İş güvenliği konusu gerçekten önemli bir konu. Devletin iş sağlığı ve güvenliği konusunda bir politikası olması lazım. Kazaların artık kaderimizden çıkması lazım.

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

2016 yılı inşallah More Enstitü’nün parlayan yılı olacak.  Üniversite ile ilgili bir protokol çalışmamız var. Diğer taraftan aile şirketlerinin kurumsal ihtiyaçlarını karşılama noktasında yoğun bir mesai harcayacağız. Eskiden bir çok firma eğitim ve danışmanlık hizmetlerini İstanbul’daki firmalardan alıyorlardı. Artık söz bizde. Gece gündüz , sabah akşam durmadan çalışarak daha da ilermeyi hedefliyoruz.  Bize zaman ayırdığınız içinde Söylem Gazetesine teşekkür ediyoruz.

Load More Related Articles
Load More By admin
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

DOSAB ve DOSABSİAD Geleneksel İftar Programında Bir Araya Geldi

DOSAB ve DOSABSİAD tarafından bu yıl da gerçekleştirilen geleneksel iftar yemeği programın…