Home GÜNCEL CUMHURİYET MİTİNGLERİNDEN YENİ KAPIYA!!!

CUMHURİYET MİTİNGLERİNDEN YENİ KAPIYA!!!

- Guncellenme Tarihi: 18 Ağustos 2016 14:48
20 min read
CUMHURİYET MİTİNGLERİNDEN YENİ KAPIYA!!! için yorumlar kapalı
0

Yada ”Ne ABD, Ne AB, Tam Bağımsız Türkiye” haykırışları yerine Tekbir nidalarına…

Yenikapı’yı anlamak için 1Mart 2003 e bakmak gerekli.

1 Mart bilinmeden ne Yenikapı mitingi anlaşılır, ne de merkez üssü ABD de olan Gülen hareketi.

ABD’nin 2000 yılında fırına sürdüğü Ortadoğu haritasını değiştirme planı Irak’a girmekle başlayarak Irak 3 bölgeye ayrılacak, kademe kadem de diğer komşu ülkeler dizayn edilecekti.

ABD’nin Irak operasyonunun kalbini Türkiye oluşturuyordu.

İlk aşamada Türkiye’ye 62.000 asker 6 aylığına yerleşecekti.

CHP’nin gayretleri ve karalı duruşunun yanında bazı AKP vekillerinin desteği ile ABD nin planı suya düşmüş oldu.

Planın değişmesi ABD ve müttefiklerine ağır bir yük bindirdi.

ABD Türkiye için kansız, savaşsız bir bölme, ayrıştırma, parçalama operasyonunun 1 Mart tezkeresinin geçmemesinden sonra devreye soktu.

Amaç Türkiye Cumhuriyetini tasfiye etmek, yerine Anadolu Türk-Kürt İslam Federasyonunun tezgahlamaktı.

ABD kindar bir devlettir. Yapılanı asla unutmaz. Tıpkı emperyalistlerin Kurtuluş Mücadelesindeki yenilgiyi unutmadıkları gibi!

1 Mart tezkeresinin reddinden sonra ABD Irak’ın Süleymaniye kentindeki 11 askerimizi derdest ederek başlarına çuval geçirmiş ardından CHP yönetim kadrolarını bir şekilde tasfiye etmesiyle neticelenmişti.

Tezkerenin reddinden sonra Sosyalist Enternasyonal kanat CHP ye ayar verme girişimine başladı.

2008 yılında Cumhuriyet Halk Partisini üyelikten atmakla tehdit etmeye başlanıldı.

PKK’nın siyasal uzantılarını sosyalist olarak gösterirlerken, CHP’yi faşist bir parti olmakla itham ettiler.

CHP’nin Marksist değil de Kemalist kökenden gelmesini suç gibi teşkil ettiler.

Cumhuriyet Halk Partisinin tutumunun, demokratikleşme ve insan hakları konusunda tartışma yapılmasını engelleyici olduğunu dile getirdiler.

Demokratikleşmeden maksatları PKK uzantılarına her türlü imkanın verilmesiydi.

İnsan haklarından amaçları, teröriste halk kahramanı gözüyle bakılmasının istenilmesiydi.

CHP ye faşist bir parti derlerken AKP’nin insan hakları ve demokrasi konusunda ciddi adımlar attıklarını ısrarla savunuyorlardı.

Onlara göre bu adımlar;

*Habur’a seyyar mahkemenin götürülmesi

*Teröristlerin kahraman gibi şehir şehir gezdirilmesine müsaade edilmesi

*Ordunun seçkin subaylarının terör örgütü üyesi ithamı ile içeri atılması

*Cemaat subaylarının boşalan yerleri doldurarak bugünkü darbe girişiminin önünün açılması

*Kamu kuruluşlarından T.C ibresinin kaldırılması

*Kalpaklı Atatürk posterli Türk bayraklarının suç aleti teşkil edilmesi

*Askerlerin kışlaya, polislerin karakola hapsedilmesi

*PKK’nın siyasal uzantılarına her türlü terör  propagandalı eylemlerinin yapılmasına müsaade edilmesi idi.

CHP’nin Sosyalist Enternasyonalden atılması için mücadele eden İsveç’li Milletvekili Anne Ludvigson’e bir bakıyoruz Batman’da kadın etkinliğinde, bir bakıyoruz güneydoğunun bir kentinde PKK nın gönüllüsü olarak çalışmakta..!

CHP yi faşist olmakla itham eden Sosyalistler Paris’teki toplantıda Celal Talabani’yi ayakta alkışlamak konusunda birbirleri ile yarıştıkları görülmekte..!

Alman Dersim 37-38 Soykırım Derneği ile Alman Dersim Yeniden İnşa Cemiyeti CHP nin üyelikten atılması için açıklama yapıyor..!

Açıklamaya CHP Dersim’de soykırım yaptı! Kürtleri ve Alevileri katletti diye başlıyorlar.

Sonra Sosyalist Enternasyonaller CHP’nin Ermeni konferansı konusundaki yaklaşımının Türkiye’de zaten sorunlu olan ifade ve akademik özgürlüğü geliştirmekten çok, engelleyici olduğunu vurguluyor.

CHP den beklentileri Ermeni soykırımını tanı-tanıt, Ermenilerin tazminat almalarına aracı ol, iddia ettikleri toprakların sahibi olmaları için çalış olsa gerek.

Hatta Ağrı dağı ne demek Ararat de kurtul süper olur..!

Dönemin CHP yöneticilerini statükocu kanadın parlamenter siyasal düzlemdeki temel temsilcisi olduklarını iddia etmişlerdi.

Oysa Avrupa solu Kurtuluş savaşlarına karşı olmuşlardı.

Bernstern ve Kautsky, Ankara’ya karşı Londra ve Paris’i desteklemişlerdi kurtuluş mücadelesi sırasında.

Kemalizm anti emperyalizmdi, Sosyalist Enternasyonal emperyalistti, sömürgeciydi.

Lenin onlar için ”Sosyal Emperyalizm” demişti.

Sosyalist Enternasyonel emperyalizmin sol ayağı işlevini gördü uzun yıllar.

Avrupalı solcular Ulusal Bağımsızlık Savaşlarına karşı olmuşlardı.

3.Dünyanın mazlum milletlerinin sömürülmesine, işgal edilmesine destek verdiler.

Tatlı Su Solculuğunun isim babalarıdır kendileri.

Mesela Sosyalist Enternasyonalistler’in Irak’ta 1.5 milyon insan ABD tarafından katledilirken sesini duyan oldu mu?

Irak’ın işgalinde İngiltere’de iktidarda İşçi Partisi vardı. İşgal konusunda Tony Blair’e İşçi Sendikaları tam destek verdikleri unutulamaz.

Fransa’da Sosyalistler iktidardayken, Cezayir’de katliam yapılmıştı!

Hollande dönemi ile Afrika’ya yönelik askeri hareket başlatılmıştı.

Statüko diye bağıranların, askeri vesayetçilik ile suçlayanların sesi bir anda kesilmişti Fransa’da.

Mesela Arap baharına karşı sesini çıkartan sosyaliste tanık oldunuz mu?

Libya’daki vahşete yeter diyen Avrupa solcularını duydunuz mu?

Suriye’deki savaşta katliama karşı direnen kaç Avrupalı sol parti çıkmıştı?

Afrika’daki sömürü üzerine başkaldıran sosyalist gördünüz mü?

Saddam’a Kaddafi’ye, Esad’a diktatör diyen Avrupa solcularını gördük de Arabistan, Katar’dakine aynı tepkiyi veren baba yiğit gelmedi daha!

Sosyalist Enternasyonaller, emperyalizme boyun eğmeyenleri ırkçılıkla suçladılar dünden bugüne.

Emperyalistlerin değirmenine su taşıyan ırkçılar ise demokrasi kahramanıydı onlar için.

Çünkü sömürüden Avrupa’nın büyük şirketleri paylarını alıyordu.

Sosyalist Enternasyonal ise onların sol ayağı olma görevini layıki ile yerine getirdi.

CHP’nin laiklik karşıtı odakların ve bölücülüğe yönelmiş faaliyetlerin karşısında kaya gibi durması, Ortadoğu haritalarını değiştirenler için sorun teşkil etmeye başladı.

ABD’nin demokratik-laik üniter Türkiye Cumhuriyetini yıpratmak ve bu nitelikleri koruyan CHP’yi etkisiz kılarak Ilımlı İslam modelini hayata geçirmek için düğmeye bastı ve harekete geçti.

Bülent Ecevit’in 2002 yılındaki tasfiyesinin temelinde Irak konusundaki tavrı yatar.

İşe öncelikle CHP içindeki Cumhuriyetçi,Kemalist,altıok ilkelerini benimseyen örgütlerin tırpanlamakla başlanıldı.

Boşalan yerleri ise küresel işbirlikçiler, post modernler, neoliberaller ile doldurmaları gerekiyordu.

Deniz Baykal kaset komplosu ile istifaya zorlandı.

Kemal beyin genel başkan olması ile CHP içindeki Cumhuriyetçi, Kemalist, CHP kültürü ile siyasal olgunluğa ulaşmış partililer uzaklaştırıldı.

Neo Kemalizmin kaydırılmasında rol alacak oyuncular belirlendi birer birer.

Örnek; Binnaz Toprak, Muhammet Çakmak, Ahmet Türmen, Sezgin Tanrıkulu, Bülent Kuşoğlu, Faik Tunay…

Kemal beyden Fredrich Elbert vakfında yaptığı konuşmada ”ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum” açıklaması geldi.

Avrupalı sosyal demokratlarla CHP arasındaki buzları eritmek istediğini üzerine basarak tekrarladı.

ABD ziyaretinde Fetullah Gülen cemaatine yakın vakfın düzenlediği kahvaltıya katıldı.

CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan ”cemaatten kişisel değil, kurumsal davet geldi. Siyaset bunu gerektirir” gibi müthiş bir açıklaması geldi!!!

Özcan o kadar CHP hayranıydı ki! Kılıçdaroğlu ziyareti için finans sektöründeki işini bırakarak gönüllü CHP çalışanı olmuştu!!!

Ardından Muhammet Çakmak’ın, Faik Tunay’ın Gülen hakkında övgüleri yağmur gibi yağmaya başladı.

Paraşütle partiye getirilen, kadın kotasından PM üyesi yapılan Refah-Saadet-Fazilet-Has Parti patentli Mehmet Bekaroğlu ne diyordu CHP ye getirilmeden önce; ”CHP sosyal demokrat kimliğini yitirmiş, statükocu, milliyetçi, sağ bir partiye dönmüştür.(sanki kendisi sosyalistti)

İzlediği milliyetçi ve saldırgan politikalarla Türkiye’nin de demokratikleşmesi ve sivilleşmesine engel olan CHP Sosyalist Enternosyanel üyesi olması, hatta genel başkan yardımcılığının bu parti tarafından yürütülmesi Enternasyonelin özgür bir dünya yaratma çabalarına ayrılık teşkil ettiğini düşünüyoruz” olmuştu.

Bunlar yaşanırken Avrupa Parlamentosunun eski vekili Ozan Ceyhun tv ekranında ”30 Martta CHP paralel yapı ile işbirliği yaptı.10 Ağustosta da yaptı ve CHP li dürüst vekiller tavır aldılar ve dediler ki,bu CHP ye yakışmıyor, biz paralel yapının bir uzantısı haline geldik.

Paralel yapı emrediyor, CHP yapıyor.

Kılıçdaroğlu neredeyse Fetulah GÜlen’in kuklası durumunda.

Ardından Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmelettin tavşan misali şapkadan çıkıyordu.

Genel başkan tıpış tıpış oy vereceksiniz emrinde bulundu..!

Yerel seçimlerde cemaat referanslı isimler başkan adayı yapıldı.

İzmir, Beşiktaş belediye başkanlarının, İstanbul belediye başkan adayının sözleri hala orta yerde durmakta.

Cemaat referanslı şahıslar genel seçimlerde seçilecek yerlerden aday gösterildi.

Göstermelik olarak yapılan ön seçimler ile bu düzmecenin üzeri kapatıldı.

Kemal Kılıçdaroğlu 1930 ların CHP si değiliz diyerek Avrupa’nın tatlı su solcularının gönlünü okşamıştı.

1930’ların CHP si Antiemperyalistti,

Avrupa solcuları emparyalizmin sol ayağı…

Yenikapı mitingine gitti CHP genel başkanı.

Başkomutan!!! ile aynı safta yer aldı.

Kİmse, ama toplum istiyor yalanına sığınmasın.

Kıbrıs ile 15 Temmuz’u kıyaslamaya kalkmasın.

Darbeye kalkışan ile darbe mağdurunun dünün ortağı, bugünün kanlısı olduğunu unutturmaya çalışmasın.

Cemaat AKP eliyle bu noktaya geldiğini unutturmaya çalışmasın.

AKP nin cemaatin desteği ile iktidarda olduğunu unutturmasın.

Cemaat orduya, adalete, kamu kurumlarına yerleşirken AKP’nin ne istediler de vermedik sözünü unutturmasın.

Cemaat ne zaman AKP ile iktidarı paylaşmak istedi o vakit kavga başladı.

Yenikapı ya gitmeden önce bunların hesabını sormak CHP’nin göreviydi.

CHP içine yuvalanan cemaatçilerin, küreselcilerin, neo liberallerin temizlemek örgütün elzem görevidir.

Kılıçdaroğlu bunun öz eleştirisini yapma borcu vardı örgüte.

Kılıçdaroğlu’nun yapması gereken özür dileyerek istifa etmesidir.

Cumhuriyet mitinglerinden Yenikapı ya gitmek CHP’yi dizayn etmek isteyenlerin nereye getirdiklerinin en güzel resmidir.

Yenikapı’ya gidenler bunları da unutmamalı, akıllarının bir tarafında tutmalılar…

Load More Related Articles
  • TBMM sirk değildir

    Tirat : Bir oyunda, oyuncunun bir kezde söylediği oldukça uzun konuşma. Sone : İki dörtlü …
  • Güler Buğday’a saygılarımla…

    Güler Buğday; Bursa siyasetinde il başkanı olmuş, milletvekili seçilmiş, parti meclisi üye…
  • KÜÇÜK BEDENLER VE YAVRU KÖPEK

    Patileri ve kuyruğu kesilmiş şekilde ormana atılmış yavru köpeği gördük bayram arifesinde&…
Load More By Taylan Devrim Ercan
Load More In GÜNCEL
Comments are closed.

Benzer Haberler

TBMM sirk değildir

Tirat : Bir oyunda, oyuncunun bir kezde söylediği oldukça uzun konuşma. Sone : İki dörtlü …